"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/246 E., 2022/1120 K.
...
...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/815 E., 2021/654 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen nafakanın kaldırılması-azaltılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesizlik ve çelişki nedeniyle kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın ve birleşen davanın ise ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ... kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 05.12.2023 gününde temyiz eden ... ... ve vekili gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2006 yılında ikinci kez evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, cinsel, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, müsrif olduğunu, tehdit ve hakaret ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesi hükümleri uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakası, 1.000.000,00 TL maddî tazminat, 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğini, erkeğin gelir durumunun ise çok iyi olduğunu, taraflar arasında işbu davanın konusunu oluşturan konu ile ilgili yargılamanın halen derdest olduğunu iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, borçlandığı, müsrif olduğu, maddî anlamda güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, asıl davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedildiğini, kararın istinaf aşamasında olduğunu, kadının kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde gelirinin olduğunu, erkeğin ekonomik durumunun iyi olmadığını iddia ederek taraflar arasında karşılıklı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaatte olunması durumunda ise dava tarihinden itibaren 250,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2018 tarih 2016/616 Esas ve 2018/420 Karar sayılı kararı ile erkeğin zina eyleminin sabit olduğu, kadına ise yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, her ne kadar hüküm kısmında kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi hükmü uyarınca reddine, aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca kabulüne yazılmışsa da kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi hükmü uyarınca kabul edildiği ve aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca reddine karar verildiği, yapılan hatanın maddî hata niteliğinde olduğu, bu nedenle bu hususa gerekçede değinildiği belirtilerek; kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi hükmü uyarınca reddine, aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin karşı davasının ise reddine, kadının gelirinin olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği dikkate alınarak kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından asıl dava dilekçesinde zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebeplerine dayandıkları, dosya kapsamından da zina eyleminin ispatlandığı, karar gerekçesinde zina eyleminin ispatlandığı yazılmasına rağmen davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi hükmü uyarınca kabulü ile 161 inci maddesi hükmü uyarınca reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların da miktarlarının da az olduğu yönünden davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 08.11.2019 tarih ve 2018/1869 Esas, 2019/1449 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesinde, "...davacı-karşı davalı kadının açmış olduğu boşanma davasının TMK 166/1 maddesi yönünden reddine, TMK 161 maddesi yönünden kabulü ile tarafların boşanmalarına..." karar verildiğinin belirtildiği, hüküm fıkrasında ise "...davacı-karşı davalı kadının açmış olduğu boşanma davasının TMK 161 maddesi yönünden reddine, TMK 166/1 maddesi yönünden kabulüne karar verildiği...", bu suretle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluştuğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 298 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı davranıldığı belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki olmayacak şekilde yeniden karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ... isimli kadınla ilişkisi olduğu, aynı otel odasında konakladıkları, zina eyleminin ispatlandığı, kadına ise yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davasının ispatlanamadığı dikkate alınarak reddine, erkeğin karşı davasının reddine, kadının gelirinin olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına 2.000,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının 26.10.2021 tarihi itibariyle aylık 2.000,00 TL arttırılarak aylık 4.000,00 TL'ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin birleşen davanın reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesi 23.11.2021 tarihli tashih kararı ile her ne kadar hüküm kısmında daha önce 2.000,00 TL tedbir nafakasının 2.000,00 TL olarak arttırılarak 4.000,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmişse de bu durumun sehven yazıldığı, daha önce 28.08.2020 tarihli ara kararla tedbir nafakasının 1.000,00 TL olarak belirlendiği, 6100 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesi hükmü uyarınca hüküm kısmının üçüncü maddesinin, "...Davacı-karşı davalı-birleşen dosya davalısı kadın için mahkememizce belirlenmiş olan aylık 1.000,00-TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile (26/10/2021) aylık 3.000,00-TL arttırılarak aylık 4.000,00-TL'ye çıkartılmasına, aylık 4.000,00-TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 4.000,00-TL yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine, davalı karşı davacı birleşen dosya davacısından alınarak davacı karşı davalı birleşen dosya davalısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine..." şeklinde tashihine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından zina hukuki sebebine dayalı davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu, tashih şerhinin hatalı olduğu ve kaldırılması gerektiği, kusur belirlemesinin eksik yapıldığı belirtilerek; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve tashih şerhi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, zinanın ispatlanamadığı gibi 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde de bu davanın açılmadığı, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, tashih şerhinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki boşanma davası ve fer'îleri ile tashih şerhi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuna uygun sebeplere ve özellikle özel boşanma sebebi nedeniyle boşanma kararı verildiğinde, aynı tarafın genel boşanma talebi hakkında karar verilmeyeceğinin anlaşılmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen her iki boşanma davası ve fer'îleri ile tashih şerhi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında gerekçe ile hüküm arasında çelişki olup olmadığı, nafaka yönünden verilen tashih kararının hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 297 inci maddesi, 304 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Nuri'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Özlem'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...