"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1953 E., 2022/984 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/351 E., 2019/867 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf temyiz eden ... ... vekili Av. ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin anlamsız eylem ve söylemleri, aşırı kıskanç ve şüpheci davranışları sebebiyle evliliğin bitme aşamasına geldiğini, erkeğin kadını aşağıladığını, zaman zaman fiziksel şiddet uyguladığını, evlendikleri günden bugüne kendisini ve ailesini sömürdüğünü, uzun yıllar babasına ait evde kira vermeden oturduklarını, maddî durumu iyi olduğu için babasının ekonomik olarak yardımda bulunduğunu, bu şekilde oluşan birikim ve altınlarıyla Kartal'daki daireyi satın aldıklarını, tapusunun erkek adına çıkarıldığını, daha önce boşanma davası açtığını ancak erkeğin kendisini kandırması nedeniyle davadan karar aşamasında vazgeçtiğini, en son 15 Temmuz darbe girişiminden sonra eve bir daha gelmediğini, nerede olduğunu bilmediğini, bu aşamadan sonra bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevî tazminata, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı şimdilik 50.000,00 TL değer artış payı ile 50.000,00 TL katılma alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların erkeğin babasına ait evde yaşamaya başladıklarını, daha sonra kadının babasının bakıma ihtiyacı olduğu gerekçesiyle kadın ve abilerinin, tarafların, kadının babasının yanına taşınmasını istediklerini, erkeğin bunu kabul etmemesine rağmen il dışında olduğu sırada kadının haber dahi vermeden tüm eşyaları alarak babasının yanına taşındığını, kiraya mahsup edilmek üzere evin her türlü tadilat ve tamirat giderlerinin erkek tarafından karşılandığını, baskıyla kaldığı bu evde bila bedel kalmadığını, 2012 yılında erkeğin evlilik öncesi sahip olduğu dükkan ve hak kazandığı toplu ödemeler ve babasından gördüğü bağış niteliğindeki yardım ile şuan ikamet ettikleri evi aldığını, bu evin alımında kadının en ufak bir katkısı olmadığını, 2013 yılında açılan boşanma davasını erkeğin kabul etmesi üzerine, kadının geri adım atarak davasını geri çektiğini, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde erkeğe atfedilecek bir kusur bulunmadığını, kadının evlilik birliği içinde ... olmayarak eski eşi ile görüşmeye devam ettiğini, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, yatakları ayırdığını belirterek asıl davanın reddi ile mal rejimine ilişkin talebin tefrikine, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların evlendikleri günden bugüne birbirlerine uyum sağlayamadıkları, evlilik birliğinden doğan "Evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlama", "Birlikte yaşama", "Birbirine yardımcı olma" yükümlülüklerini ihlal ettikleri, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın için tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 21.05.2019 tarihli ara kararla aylık 1.500,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının, karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL olarak kadına verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin, tedbir nafakası talebinin reddine, kadının katılma alacağı ve değer artış payına ilişkin davasının boşanma kararının kesinleşmesi ve taraflardan birinin müracaatı ile yazı işleri müdürü tarafından tefrik edilerek Mahkemenin ayrı esasına kaydına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazlarının olmadığını, nafaka miktarlarının az olduğunu, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, eşit kusur tespitini kabul etmediklerini, erkeğin tanıklarının objektif beyanda bulunmadığını, kusurlu olanın erkek olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, bu nedenle tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, erkeğin çalışmadığını, nafakaları ödeme gücünün bulunmadığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, eşine değer vermediği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evin ihtiyaçlarının kadının babası tarafından karşılandığı, kadının ise eşi ile ilgilenmediği, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğunu istemediğini söylediği ve ortak eve kabul etmediği, evlilik birliğinin sona ermesinde her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, taraf vekillerinin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile taraflara yüklenen kusur oranları değişmemekle birlikte gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince kadın lehine tedbir nafakasına karar verilmesinin yerinde olduğu ancak miktarının hakkaniyet gereğince fazla olduğu, erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, kadın lehine dava tarihinden itibaren boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanma ile yoksulluğa düşmesi karşısında kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesinde yanlışlık bulunmadığı, ancak miktarının hakkaniyet gereğince fazla olduğu, erkek vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile kadın lehine kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle yasal şartları gerçekleşmediğinden kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğuna, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, manevî tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle;istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine manevî tazminata ve nafakalara hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL. vekalet ücretinin Hüseyin'den alınıp Hacer'e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.