"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1424 E., 2022/1591 K.
DAVA TARİHİ : 14.02.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/92 E., 2021/18 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ve vekili ile karşı taraf davacı ... ve vekilleri gelmediler. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına bağırdığını, küfür ve hakaret ettiğini, bağımsız konut sağlamadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, kadını baba evine götürme isteğini dile getirmeye başladığını, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, birlikte kaldıkları erkeğin ve ailesinin kadına ilgisiz davrandığını, erkeğin kadını yalan söylemekle suçladığını, kayınvalidesinin kadını tüm ev işlerini yapmaya mecbur bıraktığını, kayınvalidenin evlilik birliğine müdahaleleri olduğunu, ortak çocuk için erkeğin ölürse ölsün dediği gibi kadının hastane masraflarını ödemek istemediğini, kadına iftira attığını, namusuna dil uzattığını, kadına ve eve bakmadığını, en son kadını tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, kadının baba evine sığındığını, zorlama ile çocuktan ayrıldığını, sonradan kayınbabasının çocuğu getirip kadına teslim ettiğini, erkeğin fiili ayrılıktan sonra tehditlerini sürdürdüğünü belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, evlilik birliği içerisinde kadına düğünde takılan ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin işi gereği ara sıra farklı illerde çalışması sebebi ile kadının rahat etmesi ve yalnız kalmaması için kendi ailesini yanlarına çağırdığını, kadının ailesinin en başından bu yana evlilik birliğine olumsuz müdahaleleri olduğunu, erkeğe hakarete varan sözler söylediğini, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek olumsuz bir durumun hiçbir zaman gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yaşanan son olayda erkeğin, kadının boğazını sıktığı ve fiziksel şiddet uyguladığı, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 200,00 TL tedbir ve aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 12.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyasından kaynaklanan alacak davası için dava değerinin bildirilmediği ve belirtilecek değer üzerinden harcın yatırılmadığı bunun için verilen iki haftalık kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle ziynet eşyasından kaynaklanan alacak davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davası yönünden kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde karar verildiğini, hüküm fıkrası ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğunu, Mahkemece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa aykırı olacak şekilde karar verildiğini, kararda kadının evlenmeden önceki soyadına ve evlilik içinde doğmuş çocukları ...'nin kimlik bilgilerine yer verilmediğini, reddedilen ziynet eşya davası yönünden dilekçelerinde bildirdikleri tefrik talebi konusunda olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmadığını, erkeğin kusurunun olmadığını, velâyetin belirlenmesinde ortak çocuğun sadece yaşının göz önünde bulundurulmasının hatalı olduğunu, nafakaların fazla olduğunu, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar kadının ziynet eşyasından kaynaklanan alacak davası hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçe gösterilip, hüküm fıkrasında bunun aksi yönünde davanın esastan reddine karar verilerek gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmuş ise de, bu konuda istinaf başvurusu olmadığından sadece bu duruma işaret etmekle yetinildiği, somut olayda, İlk Derece Mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, hukuki nitelendirmede, kanunun olaya uygulanmasında ve kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, olayların akışına göre davacı kadın açısından müşterek hayatın devamının kendisinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve çekilmez hale geldiği, artık tarafları kanunen bir arada yaşamaya zorlamanın mümkün olmadığı, boşanma davası yönünden gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmadığı, davanın kabulünün isabetli olduğu, davalı tarafından yasal iki haftalık süre içerisinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenemeyeceği, cevap dilekçesi süresinde olmadığından davalı tarafın ıslah dilekçesinin usulüne uygun sayılamayacağı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, ülkenin ekonomik şartları, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddesinin ikinci fıkrası, 185 inci, 186 ncı, 197 nci, 328 inci ila 331 inci maddeleri, tedbir nafakasının amacı ve niteliği, bu konuda hakimin takdir yetkisi, ortak çocuk 2017 doğumlu ...'nin henüz ana bakım ve şefkatine muhtaç çağda olması, yaşı, cinsiyeti, yüksek yararı, gelişen olaylar dikkate alındığında velâyetinin anneye verilmesinin yerinde olduğu, velâyet kendisine verilmeyen eşin mali gücü oranında çocuklara bakım borcu dikkate alınarak ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi ve miktarlarının isabetli olduğu, davacı kadının kişisel haklarına ve evlilik birliğinin bütünlüğüne yapılan saldırının boyutu, davacı kadının boşanma yüzünden bu evlilikten mevcut ve beklenen menfaatleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının isabetli olduğu, kadının ziynet eşyasından kaynaklanan alacak davasının tefrik edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, tefrik talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin sonuca tesir etmeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, velâyet, nafaka, tazminat hükümlerinin kanuna ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.