Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8605 E. 2023/2991 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın eşin rızası olmaksızın devri ve devralan üzerinde ipotek tesis edilmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil, terditli olarak bedel tahsili davasında, eşin seçimlik haklarını kullanıp tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı ve bankanın iyiniyetli üçüncü kişi olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Malik olmayan eşin aile konutu üzerinde ayni hakka değil şahsi hakka sahip olduğu, bu hakkın ihlali halinde taşınmaz bedelinin değil manevi tazminat talep edebileceği, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesindeki seçimlik hakkın bu durumda uygulanamayacağı ve bankanın iyiniyetli üçüncü kişi olarak korunması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/785 E., 2022/1530 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şarkışla Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2016/550 E., 2021/395 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, terditli olarak dava konusu taşınmazın bedelinin tahsili, ipoteğin fekki ve dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ... ili, Şarkışla İlçesi, ... Mah. ... mevkii, 54-55 pafta, 255 ada 20 parselde iki katlı kargir bina ve arsası niteliğinde tapuya kayıtlı taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, davalı eşin habersiz taşınmazı ...'a sattığını, bu satıştan ...'ın bankadan kullandığı kredinin borçlarını ödememesi nedeni ile evin icra yoluyla satışa çıkarılması üzerine öğrendiğini belirterek, taşınmazın ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/10929 esas sayılı dosyasından (Şarkışla İcra Müdürlüğünün 2016/5 Talimat sayılı dosyasından), icra yolu ile satışının tedbiren durdurulmasına, taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhi konulmasını, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tapuya tesciline, terditli olarak bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 TL davalılardan ...'dan tahsiline, dava konusu taşınmaz üzerine davalı banka lehine tesis edilmiş olan ipoteğin kaldırılmasına, dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; tapu siciline güvenerek iyi niyetle ayni hak iktisap edildiğini, bankanın hakkının muteber olduğunu, davanın banka açısından reddi gerektiğini, somut olayda dava konusu edilen taşınmaz üzerindeki ipotek müvekkil bankanın kredi müşterisi olan ...'a kullandırılan kredi nedeni ile doğan kredi alacaklarının teminatlarından birini teşkil etmek üzere yasalara uygun olarak tesis ve tescil edildiğini, lehine ipoteğin tesis edildiği işlem itibariyle taşınmazın maliknin ipotek akdinin tarafı ... olduğunu, davacı veya eşi olmadığını, tapu siciline güven ilkesi çerçevesinde tapu sicilinin incelenmesi dışında bankaya bir yükümlülük yüklemenin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili olduğu banka açısından davacı veya eşinin maliki olduğu bir gayrimenkul'e değil, ... üzerine kayıtlı bir gayrimenkul üzerine ipotek tesisi söz konusu olduğunu, davacı ...'ın ...'ın eşi olmadığını, dolayısıyla müvekkili olduğu bankanın yapmış olduğu işlemi davacı açısından sınırlandıran bir eş rızası veya aile konutu hakkından bahsedilemeyeceği, davanın süresi içinde açılmadığından zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıdan tahsilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davacı tarafından aile konutu olarak kullanıldığının sabit olduğu, bu duruma rağmen aile konutu olan taşınmazın davalı ...'a devredildiği, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği eşin açık rızasını aradığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmenin imkansız olduğu, yargılama sırasında dava konusunun devri sebebiyle seçimlik haklarını kullanan davacının terditli talebi yönünden davalı ...'a yönelik tazminat isteminin kabulüne karar vermenin gerektiği, dosya kapsamında aile konutu ve mesken olarak kullanılan dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından davalı ...'a devrinden sonra davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin davalı bankanın iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve taşınmazın ipotek tesisi sırasında davalı ... adına kayıtlı olduğu hususu da dikkate alındığında yolsuz tescile güvenerek lehine ipotek tesis edilen bankanın 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesi gereğince iyiniyetinin korunması gerektiği, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından satış suretiyle devralındığı anlaşılmakla davalı ... yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı Ziraat Bankası A.Ş.ye karşı açmış olduğu davanın reddine, davacının terditli talebi ile ilgili olarak davalı ...'a yönelik açtığı davanın kabulü ile, 289.569,46 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davalı ...'a yönelik açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı banka yönünden de davanın kabulü gerektiği, bankanın basiretli tacir gibi davranmadığını, bankanın korunmasının hatalı olduğunu, davacının mahkemece satışın durdurulması talebinin reddi nedeniyle zarara uğradığını, belirterek davanın banka yönünden de kabulünü talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, kendi aleyhine kabul edilen davasının hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin 10.01.2019 tarihli dilekçesiyle dava konusu taşınmazla ilgili T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'ye karşı açmış oldukları davalarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrasının b bendi uyarınca tazminat davasına dönüştürdüklerini, bu nedenle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 289.569,46 TL'nin hak edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'den tahsiline terditli olarak bunun mümkün olmaması halinde 289,569,46 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ...'dan tahsiline ilişkin seçimlik haklarına ilişkin beyanda bulundukları, davalı bankanın yapmış olduğu işlemi, davacı açısından sınırlandırılan bir eş rızası ya da aile konutu hakkından bahsedilemeyeceğinden; davacı tarafından davalı banka aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddi gerekirken, yazılı şekildeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, malik olmayan eşin aile konutunda ayni bir hakkı olmadığı, şahsi hakkı olduğu, bu hakkın taşınmazın parasal değerinin taşınmazı devralan 3.kişiden istemeyi içermeyeceği, ancak ipotek tesisine ilişkin sözleşmenin hükümsüzlüğünün kanıtlanması halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği, davacının aile konutuna bağlı hakkı bu hakkı çiğneyen için ikame edilemeyen bir cins borcu olup böyle bir durumda davacının 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin birinci fıkrasındaki seçimlik hakkını kullanması ve hakimin bunu davacıya resen sorgulamasının söz konusu olamayacağı, somut olayda davacı kadının taşınmazın 3. şahsa devredilmesi üzerine 289.569,46 TL'nin tahsili hususunda ıslah dilekçesi verdiği, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin malik olmayan eşin barınma hakkını koruduğu dikkate alındığında davacı kadının dava konusu taşınmazın değerini talep etme hakkı bulunmadığından davalı ... yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, sair istinaf taleplerinin esastan reddine, davalı ...'ın istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3. bent dışında kalan tüm bentlerinin hükümden kaldırılmasına, davacı kadının davalı Ziraat Bankası'na karşı açmış olduğu davasının husumet yokluğu nedeni ile reddine, davacı kadının davalı ...'a karşı açmış olduğu davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemenin ayni hak, şahsi hak ve cins borcuna girerek hatalı bir karar verdiği, mahkemece satışın durdurulması tedbir talebinin kabulü gerçekleşmiş olsa idi 6100 sayılı Kanunun'un 125 inci maddesinin uygulanmasının gerekmeyeceği, yolsuz tescil üzerine kurulan ipoteğinde hüküm doğurmayacağının kabulü gerektiği, seçimlik hakkın doğrudan sorgulanması gerektiği bu durumda hakimin esasa girmeden usulden ret kararı vermesi gerektiği, davacının seçimlik hakkını kullanarak devreden tarafla davasından vazgeçerek davasını tazminat davasına dönüştürdüğü, davalı ...'ın adli yardımdan faydalandırılması hatalı olup harcının tamamlatılması gerektiğini belirterek her iki davalıya yöneltilen davalarının reddi yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacağın ödenmesi, ipoteğin kaldırılması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin uygulanma koşulları noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi, 1023 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 125 inci maddesi, 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.