Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8667 E. 2023/88 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuş, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından 27.01.2021 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan feragat edilmesini müteakip, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun feragat nedeni ile reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulüne İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kuralmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince verilen karar; kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmiş, erkeğin istinaf başvurusu ise feragat nedeniyle reddedilmiştir. Hal böyle olunca kusur belirlemesine ilişkin olarak verilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı-karşı davacı erkek vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı erkeğin müvekkiline psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, çocuk sahibi olmayı istemediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşine sevmediğini söylediğini, eşyaları toplayarak evden ayrıldığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların tekrardan bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000 TL maddî ve 300.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının iddialarının asılsız olduğunu, davacı-karşı davalı kadının müvekkilini evden kovduğunu, tıbbi mahrem bilgilerini üçüncü kişilerle paylaştığını, müvekkilinin ilk evliliğinden olma oğluna kötü davrandığını, telefonlarını açmasına izin vermediğini, annesinin eve gelmesine karşı çıktığını, bencil ve kaprisli olduğunu, belirterek karşı tarafın açmış olduğu davanın reddi ile kendi açmış oldukları davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 25.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalı kadından alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin, evlilik birliği içerisinde davacı-karşı davalı kadına psikolojik şiddet uyguladığı, fiili ayrılık döneminde kadının kredi kartını yenilemeyerek kullanılmaz hale getirmek sureti ile ekonomik şiddet uyguladığı, özel günlere ve aile görüşmelerine katılmadığı, baş başa tatile çıkmadığı, davacı-karşı davalı kadının ise eşinin doğal yollardan çocuk sahibi olamayacağını üçüncü kişilere söyleyerek özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği, eşinin ilk evliliğinden olma çocuğunu evliliğin ilk zamanlarında istemediği, bu çocuğun varlığını kendi akrabalarından saklamak istediği, ayrıca eşinin annesini ortak hanede istemediği, böylelikle evlilik birliğinin davalı-karşı davacı erkeğin daha ağır kusurlu davranışları sebebi ile temelinden sarsıldığı gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeni ile kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı-karşı davalı kadın yararına 7.000,00 TL maddî ve 7.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davasının reddi gerektiği, müvekkili yararına hüküm altına alınan nafaka ve tazminatların düşük olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin ekonomik durumu ve kusurlu davranışları nazara alındığında maddî ve manevî tazminat ile nafaka taleplerinin tamamen kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davalı-karşı davacı erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuş, 27.01.2021 tarihinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından sunulan dilekçe ile daha önceden sunmuş oldukları istinaf incelemesi talebinden feragat edilmiş ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından 25.01.2021 tarihli dilekçe ile istinaf talebinden feragat edildiği, davalı-karşı davacı tarafça irade sakatlığı da ileri sürülmediğine göre feragat beyanı göz önüne alınarak davalı-karşı davacı erkeğin tüm istinaf taleplerinin feragat nedeni ile reddine, davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kabulüne, davacı-karşı davalı kadının diğer istinaf taleplerinin ise İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı Kanun'un 349 uncu maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine, davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi uyarınca kısmen kabulüne, sair istinaf taleplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının üçüncü ve dördüncü bentlerinin hükümden kaldırılmasına, davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince kısmen kabulü ile 40.000 TL maddî, 30.000 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından müvekkilinin boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının bulunmadığı, asıl kusurun davacı karşı davalı kadında olduğu, aleyhlerine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi gerektiği gibi miktarların da fahiş olduğu belirtilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınama maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 166 ncı ve 174 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı karşı davacı erkeğin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı karşı davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.