"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/726 E., 2022/927 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şabanözü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/1 E., 2019/228 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalılardan ...'nın 2006 yılından bu yana evli olduklarını, tapuda davalı eş adına kayıtlı Çankırı İli Şabanözü İlçesi Yenimahalle Mahallesi 195 ada 74 parselde kain 17 bağımsız bölümün (Adres:Yenimahalle Avrupa Sk. Zümrüt Apartmanı 100/17 Şabanözü/Çankırı) aile konutu olarak kullanmakta olduklarını, davalı eşin, müvekkilinin açık rızasını almaksızın, aile konutu üzerine diğer davalı banka yararına 05.01.2016 tarih ve 14 yevmiye numarası ile ipotek tesis ettirdiğini, müvekkilinin Ankara 23.İcra Müdürlüğünün 2017/11130 Esas sayılı dosyasından 25.12.2017 tarihinde kıymet takdir raporu gönderilmesi ile aile konutuna ipotek tesis edildiğini ve ipoteğin para çevrilmesi ile takip başlatıldığını öğrendiğini, işbu dava sonuçlanmadan taşınmazın satılması halinde davanın konusuz kalacağı ve müvekkilinin telafisi imkânsız zararlarının da doğacağı, bu sebeple Ankara 23.İcra Müdürlüğünün 2017/11130 Esas sayılı dosyasından dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, ipoteğin kaldırılarak taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin hükümlerine göre kefalet ya da kişisel güvence sağlayan sözleşmelerde kefilin sorumlu olduğu azami miktarın kefalet tarihi ve müteselsil sorumluluğun bulunması halinde bunun yükümlülük haline girdiğini kendi el yazısı ile yazılması gerektiğini, ipotek sözleşmesinin kefalet hükümlerine tabii olduğunu, davalı bankanın iddialarının soyut olduğunu belirtmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının asıl borçlunun ödemede güçlük çektiği öğrenmesi üzerine takibi sürüncemede bırakmak için kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, ipoteğin tesis edilmesi için davacının açıkça muvafakat verdiğini, ipotek tesis edilirken taşınmaz kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı banka vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalı eş ...'nın kredi sözleşmesinden kaynaklı üçüncü kişi borcu için kefil olmadığını, sadece ipotek borçlusu olduğunu, bu nedenle kefalete ilişkin şekil şartlarının burada uygulanamayacağını belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı banka tarafından sunulan belgeler içerisinde davacının ilgili taşınmaz üzerine konulan ipoteğe muvaffakat ettiğini bildirir ve kabul beyanını içerir kendi imzası yer alan belgenin olduğu, davacının, davaya konu işlemin tarafı olduğu, kişilerin kendi yapmış olduğu işlemlerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca dürüst davranması ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasını yasaklaması, kişilerin kendi muvazasına dayanarak hak talep edemeyeceği, ipotek hakkının hüküm ve sonuçları dikkate alındığında davacının açılan davayı ispat edemediği, kurulan hukuki ilişkinin hukuka uygun olduğu ve yasal sonuçlarını doğurduğu dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı bankanın ticari şirket olması sebebi ile taşınmaz üzerinde aile kontu şerhi olmasa dahi sorumluluğunun olacağı, banka tarafından sunulan matbu belgenin tarihsiz olduğunu, aslı sunulmadığı için imzanın müvekkiline ait olup olmadığının anlaşılamadığını, davalı bankanın savunmalarının dayanaksız olduğunu ve davanın kabulü gerektiğini belirterek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'a (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı bankanın tacir olduğunu, ticari şirket olması sebebi ile taşınmaz üzerinde aile kontu şerhi olmasa dahi taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırması gerektiği, banka tarafından sunulan matbu belgenin tarihsiz olduğunu, aslı sunulmadığı için imzanın müvekkiline ait olup olmadığının anlaşılamadığını, kefalete ilişkin bilgilerin elle yazılarak sonradan eklendiği ancak kim tarafından eklendiği belli olmadığı ve geçersiz olduğu, davalı bankanın savunmalarının dayanaksız olduğunu ve davanın kabulü gerektiğini belirterek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması davasında, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinde belirtilen ipoteğin kaldırılması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.