Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8682 E. 2024/1691 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin, evlilik birliği içerisinde davalı kadın adına satın alınan iki taşınmaz için yaptığı katkı payları nedeniyle katılma alacağı talebinde bulunması ve alacağa faiz yürütülmesi gereken tarihin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 239. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, katılma alacağına tasfiyenin gerçekleştiği tarih olan ilk derece mahkemesi karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1288 E., 2022/750 K.

DAVA TARİHİ : 30.07.2015

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kısmen kabulüne kısmen reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/1277 E., 2019/397 K.

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davalı ... vekili Av. ... geldi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına iki adet taşınmaz satın alındığını, müvekkilinin taşınmazların alımında kişisel malları ile önemli katkıda bulunduğunu, 2009 yılında davalı adına satın alınan 4361 parsel 90 nolu dairenin müteahhite peşinat verildikten sonra aylık taksitlerin ödendiğini, müvekkilinin OYAK'ta Toplu Konut Ön Ödeme Bildirim Fonu'nunda biriken parasını çekerek ve evlilik öncesi sahip olduğu aracını satarak dairenin alımına katkı sağladığını; 936 ada 10 parsel 8 nolu dairenin peşinatının davalı adına kayıtlı aracın satışı ile karşılandığını, ayrıca müvekkilinin kredi çektiğini, edinme bedelinin bir kısmının da müvekkilinin babası tarafından karşılandığını, geri kalan miktarın da taraflarca karşılandığını, çekilen kredinin taksitlerinin ödenmesinde zorlanılmaması için müvekkilinin evlilik önceki satın aldığı dairesini satarak elde ettiği paranın bir kısmını kredi ödemelerine karşılık yatırdığını, yine OYAK'tan kredi çektiğini, emekli ikramiyesinin evin ödemelerinde kullanıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir taşınmaz için şimdilik 1.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili 04.03.2019 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporu doğrultusunda talep miktarını artırarak toplam 450.120,00 TL alacağın faizi ie birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; 936 ada 10 parsel 8 nolu daireye tarafların ortaken malik olduklarını, taşınmazın peşinatının müvekkilinin kişisel malı olan aracın satışından elde edilen para ile karşılandıüın, davacının babasının para verdiği iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin kardeşinin para gönderdiğini, müvekkilinin kardeşinin ayrıca kredi ödemesi de yaptığını, peşinatların bu şekilde kapatıldığını, kredinin de edinilmiş mallarla ödendiğini; 4361 parsel 90 nolu dairenin 2010 yılında satış sözleşmesine göre alındığını, davacının iddialarının doğu olmadığını, ödemelerinin müvekkilinin kişisel malından karşılandığını, borcun kapatıldığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 4361 parsel 90 nolu dairenin 30.11.2011 tarihinde davalı adına satış sureti ile tescil edildiği, taşınmaz üzerinde banka lehine ipotek bulunduğu, taşınmazın boşanma davası açılmadan 3 ay önce satıldığı, taşınmazın tescilinden önce davalı ile inşaat şirketi arasında 22.06.2010 tarihinde bir satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği, dairenin satış değerinin 73.000,00 TL olduğu, 18.000,00 TL nakit ödendiği, kalan miktar 55.000,00 TL'nin banka kredisi ile ödendiği, taşınmazın keşif tarihindeki değerinin 150.000,00 TL olduğu; 936 ada 10 parsel 8 nolu dairenini 11.04.2012 tarihinde davalı ve davacı adına 1/2'şer hisse olarak tescil edildiği, taşınmazın edinilmesi sırasında kredi çekildiği, taşınmazın 550.000,00 TL'ye satın alındığı, davacının kişisel malı olan 146 ada 1 parsel 2 nolu taşınmazın satış parası olan 115.000,00 TL'nin kredi taksitlerinin ödenmesinde kullanıldığı, davalının kişisel malı olan 34 BS 9204 plakalı aracın satış parası olan 25.300,00 TL'nin de peşinat olarak kullanıldığı; davacının kişisel malı olan 06 GRC 25 plakalı aracın satış parasının da 4361 parsel 90 nolu dairenin alımında kullanıldığı ileri sürülmüş ise de; bu aracın parasının tüp bebek tedavisinde kullanıldığı; davacının emekli ikramiyesinin kredi ödemelerinde kullanıldığı, ikramiyenin kişisel ve edinilmiş mal ayrımının yapıldığı; taşınmazların edinilmiş mal kapsamında olduğu, tarafların kişisel malları ile yaptıkları katkıları, taşınmazların alınma değerinin belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda davacının 4361 ada 90 nolu daire yönünden 75.000,00 TL, 936 ada 10 parsel 8 nolu daire yönünden de 375.120,00 TL alacağı hesaplandığı gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 4361 parseldeki 90 nolu daire yönünden 75.000,00 TL, 936 ada 10 parsel 8 nolu daire yönünden 375.120,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarının yeterli olmadığını, 4361 parsel 90 nolu dairenin evlilik birliği devam ederken satıldığını, keşif tarihindeki değerin esas alınmasının doğru olmadığını, OYAK konusunda yeterli inceleme yapılmadığını; 936 ada 10 parsel 8 nolu dairenin taraflar adına 1/2'şer hisseli olarak tescil edildiğini, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,4361 parsel 90 nolu daire yönünden, dosya içeriğine, iddia ve savunma ile toplanan delillere, kararın dayandığı hukuka uygun gerektirici nedenlere, mevcut deliller mahkemece değerlendirilerek takdir edildikten sonra karar verildiğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına, taşınmazın kişisel mal niteliğinde olduğunun davalı tarafça uygun vasıtalarla kanıtlanamadığına göre, işbu taşınmaz yönünden kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı; 936 ada 10 parsel 8 nolu dairenin taraflar adına 1/2'şer hisseli olarak tescil edildiği, edinme sırasında kullanılan malvarlığının kişisel veya edinilmiş mal olup olmadığının bir önemi olmaksızın tarafların serbest iradeleriyle belirledikleri ve adlarına tescil edilen oranların, eşlerin varsa haklarını diğer tarafa bağışlamış, diğer eşin mal grubuna terketmiş oldukları düşünülerek kendi kişisel malları sayılması gerektiği, başka bir anlatımla; bu taşınmazla ilgili olarak tarafların kendi aralarında tasfiyeyi gerçekleştirdikleri, bu taşınmaz yönünden ret kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; başvurunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle, 4361 parsel 90 nolu daire yönünden 75.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, 936 ada 10 parsel 8 nolu daire yönünden talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, 4361 parsel 90 nolu dairenin edinilmesinde müvekkilinin kişisel mallarının kullanıldığını, taşınmazın Mart/2018 tarihindeki değerinin esas alındığını, taşınmazın bugünkü değerinin çok altında kaldığını, taşınmazın güncel değerinin dikkate alınarak hesaplamanın yapılması gerektiğini; 936 ada 10 parsel 8 nolu dairenin kredi ödemelerinde müvekkilinin kişisel mallarının kullanıldığını, boşanma dava tarihinden sonra da ödemelerin devam ettiğini, müvekkilinin taşınmazın değerinin yarısından fazlasını kişisel malları ile karşıladığını, müvekkilinin kişisel mal denkleştirilmesinin yapılarak bakiye kısmın yarı yarıya paylaştırılması gerektiğini, paylı mülkiyette eşlerin katılma alacağı isteyemeyeceğini, eşlerin kişisel mallarının kullanılması halinde bu ilkenin uygulanamayacağını, müvekkilinin değer artış payı alacağının kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, serbest iradeyle paylaşımın bulunup bulunmadığı, tasfiyeye konu malların değeri, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı erkek vekilinin faizin başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, İlk Derece Mahkemesince 4361 parsel 90 daire yönünden 75.000,00 TL, 936 ada 10 parsel 8 nolu daire yönünden de 375.120,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, işbu kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle, 4361 parsel 90 daire yönünden 75.000,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, 936 ada 10 parsel 8 nolu daire yönünden talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı lehine lehine 4361 ada 90 nolu daire yönünden hükmedilen alacak, artık değere katılma alacağı niteliğinde olup 4721 sayılı Kanun'un 239 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm uyarınca katılma alacağına tasfiye tarihi olan karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, 4361 parsel 90 nolu daire yönünden tasfiyenin İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibari ile gerçekleştiği gözetilerek İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı erkek vekilinin temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının faizin başlangıç tarihi yönünden kısmen kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrası (A-2) nolu bendinde yer alan “... karar ... ” ibaresinin çıkarılarak yerine “... İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 14.05.2019 ...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.