Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8683 E. 2023/58 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu ve kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, kusur belirlemesi ve tazminata hükmedilmesi hususlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı erkeğin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/909 E., 2022/1345 K.

DAVA TARİHİ : 10.10.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/432 E., 2020/65 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1993 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin sürekli olarak birlik görevlerini ihmal ettiğini, birden fazla kez sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminat, aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL yoksuluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl %10’dan aşağı olmamak üzere enflasyon oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmadı.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu durumun tanık beyanları ve telefon kayıtları ile sabit olduğu, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu davranışın bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatın sarsıldığı ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 70.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının düzenli ve sürekli geliri olduğu dikkate alınarak nafaka talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, bu kusurlu davranışın erkeğe yüklenemeyeceği, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, kadının maddî durumunun erkekten daha iyi olduğu belirtilerek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın lehine, maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile, erkek vekilinin tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf itirazının esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.