Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8772 E. 2023/15 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zinaya dayalı boşanma davasında, erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, boşanma, velayet, nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının hakkaniyete uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerinin gözetilerek hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olması ve davacı kadının halihazırda sürekli çalışarak gelir elde etmesi nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğinin değerlendirilmesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/378 E., 2022/1031 K.

DAVA TARİHİ : 26.02.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/169 E., 2019/908 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden, davalı erkek tarafından ise tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davacı kadın tarafından reddedilen yoksulluk ve nafaka talebi ile tedbir nafakasının miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası yönünden, davalı erkek tarafından ise tüm yönlerden istinaf yoluna başvurulmuştur. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacının, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz dilekçesinin tedbir nafakasının miktarı yönünden reddine karar vermek gerekir.

Taraf vekillerinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin başka kadınla birlikte yaşadığını, sadakatsiz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evi terk ettiğini, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, daha önce de dolandırıcılıktan ceza aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince, bu talep kabul görmez ise 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 1.000.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkek üzerinde baskı kurduğunu, erkeğin fikir ve düşüncelerine hiç önem vermediğini, aşırı kıskanç davrandığını, evi sebepsiz yere terk ettiğini, boşanmayı kabul ettiğini beyan ederek, kadının diğer taleplerinin ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan bütün bilgi ve belgeler, özellikle tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, erkeğin saadaktsiz olduğu, dosya kapsamındaki otel kayıtlarına göre de zina yaptığı ve tam kusurlu davranışları nedeni ile meydana gelen geçimsizlik sonucu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin onarılamaz şekilde temelinden sarsıldığı, sürdürülmesinde taraflar ve toplum açısından bir fayda kalmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince kadının davasının kabulüyle tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, boşanma davası açmakla ayrı yaşamaya hak kazanan kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, düzenli işi ve geliri bulunan kadının boşanma nedeni ile yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmakla yoksulluk nafakası isteminin reddine, boşanmaya neden olan olaylarda kusuru eşit ve daha ağır olmayan, boşanmakla eşinin maddî desteğini yitirecek olan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 400.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevîtazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde, performans düşüklüğü nedeniyle iş aktinin sonlandırıldığını bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına, yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesini gerektirir bir kusurunun olmadığını, zinanın ispatlanmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre, erkeğin zina eylemini gerçekleştirdiğinin sabit olduğu, mahkeme karar gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun yaşı ve sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinde isabetsizlik olmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek hükmedilen tedbir nafakası miktarları ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu, UYAP sisteminden celp edilen SGK hizmet cetvelleri incelendiğinde, davacı kadının halihazırda sürekli çalışarak gelir elde ettiği, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde; yaşadığı olaylar nedeniyle performans düşüklüğü nedeniyle iş aktinin sonlandırıldığını bu nedenle yoksulluk nafaka talebinin reddinin hatalı olduğunu, tedbir nafakası miktarının düşük olduğunu ileri sürerek reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesini gerektirir bir kusurunun olmadığını, zinanın ispatlanmadığını, İlk Derece Mahkemesince belirlenen nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek kararın tamamı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan zinaya dayalı boşanma davasında davalı erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarını hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı kadın vekilinin tedbir nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.