"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılması esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; davalı-davacının ekonomik durumu iyi olduğundan kendisini aşağıladığını, evlilik içinde sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfürler ettiğini, mal ayrılığı sözleşmesi imzalaması için tehdit ettiğini, bu konuda davalı-davacının annesinin de davacı-davalıya baskı yaptığını, son bir yıldır akşamları eve geç geldiğini, hamilelik döneminde bile eşine şiddet uyguladığını, doğumda yanında olmadığını, kendisini sadece çocuk doğuran ve çocuklara bakan bir hizmetçi gibi gördüğünü, kayınvalidesi ile karşılıklı dairelerde oturduğunu, kayınvalidenin davacı-davalıya tehdit ve baskılarda bulunduğunu, davacı-davalının müşterek çocuklarla son 10 yıldır yaz döneminde 4 ay sadece bir yatak odası ve bir girişten oluşan bağ evinde kaldığını, 18.06.2018 tarihinde davalı-davacının müşterek çocuklara sinirlenip davacı-davalıyı kafasına tişört dolayarak darp ettiğini, bundan sonra 24.06.2018 tarihinde eve geldiğini ve 24 Haziran 2018'den sonra müşterek konutu terk ettiğini sonrasında annesi ile birlikte bağ evinde kalmaya başladığını, davalı-davacının evlilik dışı ilişkisi olduğunu iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davacı-davalı anneye verilmesine, müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının kendi ailesinin yanında hakaretlerde bulunduğunu, hesapsızca alışveriş yaptığını, kendisi üniversite mezunu, erkek ise lise mezunu olması sebebi ile aşağılayıp hakaret ettiğini, kendisine saldırdığını, çocuklarıyla ilgilenmediğini, evde yemek dahi yapmadığını, çocuklarını da alarak arabayı uçuruma sürmekle tehdit ettiğini, eşini cüzdan olarak gördüğünü, çocuklarla görüştürmediğini iddia ederek davacının ağır kusurlu olması sebebiyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davalı-davacı babaya verilmesine, yararına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; boşanma davası devam ederken anneleriyle birlikte kalan ortak çocuklardan kadının gece evden çıktığını ve sürekli telefon ile meşgul olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine erkeğin kadını takibe aldığını, kadının E.K. isimli kişiyle ... Sultan Mahallesinde bir apartmana girdiğini gördüğünü, ... Borusu'na kayıtlı H.U.T ile kadının görüştüğünü, kadının....Villaları isimli yerde zina yaptığını iddia ederek, zina hukuki nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın davacı davalı kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlilik birliğinde F. isimli erkekle görüştüğünün ayrıca otel kayıtlarında birlikte kaldıklarının ve samimi tanık anlatımı ile aralarında ilişki olduğunun sabit olduğu bu sebeple zina eyleminin kabulü gerektiği, erkeğinde Ş. isimli kadına bileklik aldığının sabit olduğu, bu hususun güven sarsıcı hareket niteliğinde olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı- davalı kadının ağır, davalı-davacı ekeğin ise az kusurlu bulunduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması ve zina nedeni ile boşanmalarına, uzman raporu idrak çağındaki çocukların beyan ve tercihleri ile yüksek menfaatleri gözetilerek çocuklardan...velâyetinin anneye, ...velâyetinin babaya verilmesine, çocuklarla anne ve baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti anneye verilen çocuklar için aylık 1000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin koşuları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuka aykırı şekilde yaratılmış delillerle kadına kusur yüklenmesi ve zinanın ispatlandığının kabulünün hatalı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, müşterek çocuklar Hamza ve Muammer'in velâyeti yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi ve aleyhe tazminata hükmedilmesi yönlerinden istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusurunun ispat edilemediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında zina eden kadının tamamen kusurlu olduğunu, yararına hükmedilen tazminat miktarlarının komik olup, adeta kadının yaptığını ödüllendirme anlamına geldiğini, yaşam şekli çocuklarla kalmasına uygun olmayan kadına çocukların velâyetinin verilmesinin hatalı olduğunu, çocuklar için nafakanın en üst sınırdan hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek; kararı kusur belirlemesi, lehe hükmedilen tazminat miktarları ve müşterek çocuklar ....velâyetleri, velâyeti anneye verilen çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurları yanında erkeğin kadına süreklilik arz edecek şekilde fiziksel şiddet uygulaması ve kadını küçük görmesinin, kadının da H.U. isimli kişiyle güven sarsıcı davranışları, birlik görevlerinden yemek yapma konusunda ihmalkar davranması ve erkeğe süreklilik arz edecek şekilde hakarette bulunmasının olduğu ancak yine de birliğin temelinden sarsılmasında kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, hükmün diğer yönlerden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile her iki tarafın kusur belirlemesine yönelik istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, vakıalara yönelik gerekçenin açıkladığı şekilde düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle: zinanın ispatlanamadığı, delillerin kurgudan ibaret olduğu, çocukları kullanarak anneleri aleyhine beyanda bulunmaya zorladığı, vekilini dahi tehdit ettiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmolunan tazminatlar, ortak çocuklar Kazım ve Hamza velâyeti, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların ispat edilemediği, düzgün bir yaşantısı olmayan kadına velâyet verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, çocuklar yararına nafakaların fahiş, yararına hükmedilen tazminatların az olduğu ileri sürerek; kusur belirlemesi, müşterek çocuklar.... velâyeti, yararına hükmolunan tazminat miktarları ve velâyeti anneye verilen çocuklar yararına hükmolunan nafaka miktarları yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin zina nedenine dayalı boşanma davasının şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, velâyet düzenlemesi ve çocuklar yararına hükmolunan nafakaların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 161 inci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.