"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/676 E., 2022/1620 K.
DAVA TARİHİ : 30.05.2014
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/411 E., 2020/778 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalı erkek vekilinin ihtiyati tedbir yönünden temyiz dilekçesinin incelemesinde;
Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu kararın kesin olması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesince banka hesapları üzerine konulan tedbirlerin kaldırılmasına, diğer tedbirlerin karar kesinleşinceye kadar devamına karar verildiği, davalı erkek vekilince tedbir kararına yönelik verilen karara karşı kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin ihtiyati tedbir yönünden temyiz dilekçesinin karar kesin olduğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin ihtiyati tedbir dışındaki gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına kayıtlı taşınmaz, araç ve banka kayıtları bulunduğunu, evlilik içerisinde davalı tarafından satın alınan bir kısım taşınmazların da davalının önceki evliliğinden olan çocuklarının adına tescil ettirildiğini, alacağın belirsiz olduğunu belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile 10.000,00 TL artık değere katılma alacağının tasfiye tarihinden (09.07.2013) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; malların müvekkili tarafında evlenmeden önce edinildiğini, aracın 2008 yılında alındığını, 8844 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1994 yılında satın alındığını, işbu taşınmazla ilgili tapu iptal ve tescil davasının devam ettiğini, 8799 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 2008 yılında alındığını, 318 parsel sayılı taşınmazdaki hissenin 1973 yılında satın alındığını, işbu taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhide verildiğini karşılığında 45201 ada 8 parsel 1,2,5,6,9,10,13 ve 15 no bağımsız bölümlerin edinildiğini; müvekkilinin 45239 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da kat karşılığı inşaat sözlemesi ile müteahhide verdiğini karşılığında 45239 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 10 daire, 45244 ada 6 parsel sayılı taşınmazda 1 daire olmak üzere toplam 11 daire aldığını, Erzincan'da bulunan 1 dükkanını da satarak parasını bankaya yatırdığını, 11 dairenin satış parası ve bankadaki paranın bir kısmı ile 20022 ada 13 parsel 24 ve 25 nolu bağımsız bölümler, 387 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2/B şekliyle zilyetliğinin 2004 yılında alındığını, tapusunun ise 2013 yılında müvekkili adına alınabildiğini, taşınmazların evlilik birliği içinde edinilmediğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 20022 ada 13 parsel 24 ve 25 nolu dükkanların davalının evlilik öncesi edindiği Ankara ve Erzincan'daki taşınmazların satışı ile edinildiği; 570 ada 2 parsel 2 nolu dükkanın 01.02.1989 tarihinde davalı adına tescil edildiği, 14.04.2011 tarihinde satışı ile elde edilen para ile 8788 ada 8 parsel 13 nolu dubleks meskenin edinildiği; 4211 ada 3 parsel 1,2,3,4,5,6,7,8 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin evlilik öncesi 1999 yılında edinildiği; 8844 ada 11 parsel sayılı arsanın 1994 yılında davalı adına satış suretiyle tescil edildiği; 387 ada 2 parsel sayılı tarlanın boşanma davası açıldıktan sonra 2/B arazisi satış işleminden ecrimisil bedeli ile davalı adına tescil edildiği, taşınmazın evveliyatının 1992 yılına dayandığı; 318 ada 10 parsel sayılı tarlanın 5328/1000125 hissesinin davalı adına imar sebebi ile 03.08.2011 tarihinde tescil edildiği; 45201 ada 8 parsel sayılı arsanın 05.04.2011 yılında davalı adına tescil edildiği, üzerindeki bağımsız bölümlerin de arsa karşılığı inşaat sözleşmesi ile edinildiği; 45239 ada 2 parsel sayılı arsanın 05.04.2011 yılında edinildiği ve son olarak 07 BHZ 29 plaka sayılı aracında evlilik birliğinden önce davalı tarafından satın alındığı; davalının tasfiye konusu taşınmazları ve aracı evlilik birliği içinde satın alınmadığı ve davalının kişisel malı sayıldığı, diğer taşınmazların da kişisel malların satışı ile elde edildiği, tasfiyeye konu bütün taşınmazlar ve aracın davalının kişisel malı olduğu, davacının katılma alacağı hakkının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davalının çocukları adına edindiği 20109 ada 2 parsel sayılı taşınmazın muvazaalı olarak çocukları adına edindiği iddiasının değerlendirilmediği, bu yönde eksik araştırma yapıldığı; davalının hem yurtdışından hem de Türkiye'den emekli olduğunu, taşınmazlardan kira geliri de elde ettiğini, davalının ticari işlerde yaparak gelir elde ettiğini, mallarının elde edilen gelirlerle edinildiğini; kira gelirleri yönünden Mahkemece bir değerlendirme yapılmadığını, katılma alacağının tespiti talepli olarak davanın açıldığını, kira gelirlerinin edinilmiş mal olarak tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini; davalı adına evlilik birliği içinde edinilen, evlilik birliği içinde devredilen taşınmazlar ile banka hesaplarında bulunan paraların bulunduğunun tespit edildiğini, davalının malları tasfiyeye dahil olacak değerleri elden çıkardığını, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; tasfiye konusu taşınır ve taşınmaz malların değerleri üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle; başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalının çocukları adına edindiği 20109 ada 2 parsel sayılı taşınmazın muvazaalı olarak çocukları adına edindiği iddiasının değerlendirilmediği, bu yönde eksik araştırma yapıldığı; davalının hem yurtdışından hem de Türkiye'den emekli olduğunu, taşınmazlardan kira geliri de elde ettiğini, davalının ticari işlerde yaparak gelir elde ettiğini, mallarının elde edilen gelirlerle edinildiğini; kira gelirleri yönünden Mahkemece bir değerlendirme yapılmadığını, katılma alacağının tespiti talepli olarak davanın açıldığını, kira gelirlerinin edinilmiş mal olarak tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini; davalı adına evlilik birliği içinde edinilen, evlilik birliği içinde devredilen taşınmazlar ile banka hesaplarında bulunan paraların bulunduğunun tespit edildiğini, davalının malları tasfiyeye dahil olacak değerleri elden çıkardığını, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; tasfiye konusu taşınır ve taşınmaz malların değerleri üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eklenecek değer, tasfiyeye konu mallar, eksik araştırma bulunup bulunmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 5 inci maddesi, 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki (2) numaralı paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin herbiri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (6100 sayılı Kanun md. 26; 297/2). Davacı kadın vekilinin 20109 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile banka hesaplarına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, davacının dava dilekçesinde eklenecek değer iddiası ile 20109 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile banka hesapları yönünden de tasfiye talep ettiği, Mahkemece işbu mallar yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, davacının 20109 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile banka hesaplarına yönelik talepleri hakkında karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3.Kabule göre de, bozma nedenine göre Mahkemece yeniden bir karar verileceğinden davalı erkek vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin ihtiyati tedbir yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
4. İlk Derece Mahkemesi kararının 20109 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile banka hesapları yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.