"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/499 E., 2022/1144 K.
DAVA TARİHİ : 28.09.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzincan Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/763 E., 2019/875 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağına yönelik davasının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararında belirtilen nitelikteki ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmiştir.
Kararın, davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından asıl davanın reddi, kadının kabul edilen boşanma davası ile ziynete alacağı davası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince her iki başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından; asıl davanın reddi, kadının kabul edilen boşanma davası ile ziynete alacağı davası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, ziynet alacağına yönelik olarak verilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmediğinden, davalı-karşı davacı kadın vekilinin, bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili mahkemeye vermiş olduğu 28.09.2018 havale tarihli dava dilekçesiyle; davalı kadının annesinin evliliğe müdahalede bulunduğunu ve kadının bu duruma sessiz kaldığını, kendisine özen göstermediğini, evlilik öncesi borçlarını sakladığını, maddî konularda erkeğe baskı yaptığını, her gün mesai bitimi sonrasında annesinin evine gittiğini ve müşterek konuta geç geldiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evden sebep göstermeyerek ayrıldığını, evden ayrıldığı tarihten beri erkeği aramadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların gerçeği yansıtmadığını, evlenmeden önce aldığı çeyiz ve özel eşyalara ait borçlarını öğrendiğinde erkeğin aşırı tepki verdiğini, işe giderken zorlandığı yönündeki şikayetlerine kayıtsız kaldığını, kendisine ve ailesine hakaret ettiğini, ev eşyalarına zarar verdiğini, sosyal medyadan fotoğraflarını sildiğini ve kadını engellediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadına şiddet uyguladığını, evliliği maddîyat üzerine kurduğunu, kadına hakkında iftira niteliğinde sözler söylediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini, ziynet eşyasına yönelik olarak açtığı davada ise, düğünde takı töreninden sonra erkeğin ablasının ve ablasının eşinin kendisini takı odasına götürdüğünü ve tüm takılarını aldıklarını, ziynetlerin erkeğin annesinin evinde olduğunu iddia ederek ziynetlerin aynen iadesine, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin, kadına şiddet uyguladığı ve ev eşyalarına zarar verdiği bu sebeple evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğundan bahisle davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan asıl davanın reddine, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davacı kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının düzenli ve sürekli bir gelirinin olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olması nedeniyle yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, kadının ziynet alacağına ilişkin davasının ise tarafların müşterek evlerinin güvenli olmaması nedeniyle ziynetlerin erkeğin annesi tarafından alındığı ve altınların davacı-karşı davalı tarafta kaldığından bahisle İlk Derece Mahkemesi kararında cins ve nev'i belirtilen ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı kadına aynen iadesine, mümkün olmaması halinde 89.353,00 TL'nin erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğe yüklenilen fiziksel şiddet kusurunun ispatlanamadığını, erkeğin dosya kapsamında gerçekleşen bir kusurunun olmadığını, tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, karşı tarafın ziynet eşyalarını da alarak müşterek evi terk ettiğini ileri sürerek, asıl davanın reddi, karşı boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen tazminat miktarının az olduğunu, lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek tazminat miktarları ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla, İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, gerçekleşse dahi kadın tarafından affedildiğini belirterek asıl davanın reddi, karşı boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulü kararlarının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; sözleşmeli personel olarak çalıştığını, asgari ücretin altında maaş aldığını, lehine hükmedilen tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin kanuna aykırı olduğunu, ziynet eşyalarının aynen iadesine hükmedilmediği takdirde bedelinin tahsil tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kadın yararına tazminat ve nafaka ödenmesine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ile tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’nu 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.