Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8906 E. 2023/124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur durumu, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi ve miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre reddedilen ziynet alacağının toplam miktarı 28.950,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, İlk Derece Mahkemesinin erkeğin tazminat taleplerinin reddine dair kararı kesinleşmiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacı erkek vekilinin erkeğin reddedilen tazminat taleplerine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı kadın vekili ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yönler dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 27.04.2021 tarihinde müvekkili ile eşinin ayrıldığını, o gün davalı erkeğin müvekkilinin abisine “bacını al git, bana ve anneme itaat edecek” dediğini, müvekkilini bıçakla tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, müvekkilinin abisi müvekkilinin derdini dinlerken davalı erkeğin ziynetleri çantasına koyup gittiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata; dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde fazlaya dair hakları saklı kalarak 5.000,00 TL bedelinin davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili 28.03.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde fazlaya dair hakları saklı kalarak 28.950,00 TL bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı kadının müvekkiline şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, agresif olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkilinin annesini kabul etmediğini, ziynetlerin kadının ailesinin kasasında olduğunu savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı -karşı davalı kadının eşinin ailesinin müşterek haneye gelmesini istememesi, davalı karşı davacı erkeğin ise eşinden ailesine itaat etmesini istemesi sebepleri ile eşit kusurlu oldukları belirtilerek taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, tarafların fiili evlilik süresi dikkate alınarak kadın yararına 5.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine; davacı-karşı davalı kadının, ziynet eşyalarının evden giderken davalı-karşı davacı erkek tarafından çantasından alındığını ispat edemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin boşanma davasının ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, erkeğin mahkemece yüklenmeyen diğer kusurlu davranışlarının da ispatlandığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka miktarlarının az olduğunu, erkeğin sosyal ve ekonomik durumu hakkında eksik inceleme ile karar verildiğini, yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağı davasının ispatlandığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafaka miktarları, yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesi ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ile tanık ifadelerine göre kadının eşinin annesinin ortak konuta gelmesini istemediği, bu davranışı ile az kusurlu olduğu; erkeğin ise eşine "bana da anneme de itaat edeceksin" dediği, eşinin erkek kardeşine "yoksa bacını al git" diyerek eşinin evden gitmesini istediği ve bu davranışları ile ağır kusurlu olduğu belirtilerek davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesine, toptan yoksulluk nafakası miktarına, tedbir nafakası miktarına ve tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin ilgili kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine; gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve toptan 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş; davacı-karşı davalı kadının diğer istinaf talepleri reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı -karşı davalı kadın vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının tek bir tanığının beyanına göre müvekkiline kusur yüklendiğini, müvekkiline bölge adliye mahkemesince yüklenen kusurun ispatlanamadığını, tanık beyanının asılsız olduğu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının artırılmasının doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, hüküm altına alınan tazminat ve nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi, 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesi ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin erkeğin reddedilen tazminat taleplerine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Her iki taraf vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.