"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/910 E., 2022/1507 K.
DAVA TARİHİ : 13.12.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1124 E., 2021/966 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 04.08.2003 tarihinde evlendiklerini ve İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesinin 2017/582 Esas, 31.10.2017 tarihli kararı ile boşandıklarını, dava konusu tasfiye konu malın evlilik birliği içerisinde, 21.03.2011 tarihinde satın alındığını ve davalı kadın adına tapuda tescil edildiğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle, dava konusu taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine göre paylaştırılması için bu davanın açıldığını, boşanma ilamında da tasfiyeye konu malın taraflar arasında yarı yarıya bölüşüleceği konusunda anlaşıldığını, davalı kadının cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın ödemelerinin kendisi tarafından yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın alımı için kullanılan kredinin ödenmesinde davacı erkeğin de katkıda bulunduğunu, belirtilen nedenlerle; İstanbul İli Çekmeköy İlçesi 187 ada 29 parsel 3 numaralı bağımsız bölümün edinilmiş mallara katılma rejimi uyarınca paylaştırılmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tasfiye sonucu ortaya çıkacak 20.000,00 TL katılma alacağının tasfiyenin sona ermesinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin tüm hak ve alacaklarının zamanaşımına uğradığını ve davanın usulden reddi gerektiğini, davanın esası yönünden ise davalı kadın tarafından davacı erkek aleyhine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca çekişmeli boşanma davası açıldığını, yargılama sırasında taraflar üzerinde kayıtlı malların kendilerinde kalması kaydıyla çekişmeli boşanma davasının, 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereği anlaşmalı boşanma davasına çevirdiklerini, davalı kadının, davacı erkekten maddî tazminat ve manevî tazminat talebinde de bulunmadığını, bu davanın kötüniyetli açıldığını, davacı erkeğin katılma alacağı talebi yönünden ise davalı kadının katkısının daha fazla olduğunu, davalı kadının kendisine ait olan ziynetleri bozdurduğunu ve davalı kadının, babasının bu evin alımı amacıyla kızına verdiği bağış bedelinin, dava konusu taşınmazın alımı sırasında kullanıldığını, kalan kısmı içinse davalı kadın tarafından kredi çekildiğini ve bu kredinin davalı kadın tarafından ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tasfiyeye konu taşınmazın 21.03.2011 tarihinde konut kredisi çekilerek satın alındığı, tarafların 2017 yılında 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrası hükmü gereği anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünde, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu sebeple güncel taşınmaz değerinin belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 190.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasfiye konusu taşınmazın değerinin tespiti amacıyla İlk Derece Mahkemesi tarafından 26.06.2020 tarihinde keşif icra edildiği, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda, dava konusu taşınmazın güncel değerinin 380.000,00 TL olarak tespit edildiği, bilirkişi raporu ile hüküm tarihi arasındaki süre ve ülkemizde son yıllarda meydana gelen ekonomik dalgalanma, kur artışı, buna bağlı olarak bir çok şeyin fiyatında artış olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda belirtilen değer üzerinden karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın güncel değerinin hesaplanması için dosyanın yeniden bilirkişiye verilmesi ve güncel bedelin hesaplattırılması gerektiği belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya içeriği ve toplanan delillerden; tasfiyeye konu malın 21.03.2011 tarihinde edinildiği ve edinilmiş mal olduğu, taşınmazın tasfiyeye yakın 26.06.2020 keşif tarihine göre değerinin uzman bilirkişi tarafından somut olaya uygun biçimde belirlendiği, davacı tarafça gerek ıslah dilekçesinde ve gerekse karar celsesinde aradan geçen zaman nedeniyle taşınmazın değerinin güncellenmesinin talep edilmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 357 inci maddesine göre İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen güncelleme hususundaki itirazların istinaf incelemesi sırasında nazara alınamayacağı, İlk Derece Mahkemesince tüm bu tespit ve değerlendirmelere uygun olarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekilince Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen katılma alacağı davasında, tasfiyeye konu taşınmazın güncel değerinin doğru tespit edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesi, 232 nci maddesi, 235 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.