Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8931 E. 2024/358 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz için erkek eşin katkı payı alacağı talebinde bulunması üzerine, katkının ispatı ve delillerin değerlendirilmesi noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının beyanlarının taşınmazın davacı erkeğe ait olduğunun ikrarı olarak nitelendirilemeyeceği, davacı erkeğin taşınmazın edinilmesindeki katkısına dair delil sunamadığı ve davalı kadının beyanlarının ikrar niteliğinde olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2358 E., 2022/686 K.

DAVA TARİHİ : 03.01.2017

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/285 E., 2021/305 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın müvekkili tarafından satın alınarak davalı adına tescil edildiğini, bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, davalının çalışmadığını, gelirinin olmadığını belirterek; mal rejiniinin tasfiyesiyle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, tasfiye sonucu ortaya çıkacak alacak olarak şimdilik 1.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili 27.04.2021 tarihli dilekçesinde; talep miktarını artırarak mal rejiminin tasfiyesiyle, öncelikle taşınmazın keşif tarihindeki değeri olan 200.000,00 TL'nin tasfiye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini, mümkün olmaması halinde taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 115.000,00 TL'nin tasfiye tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı kadın süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2. Davalı kadın ön inceleme duruşmasında; taşınmazın boşanma aşamasında kendisine verildiğini, mağdur olduğunu, çocuklarıyla 40 m2 olan tasfiye konusu taşınmazda yaşadığını beyan etmiştir.

3. Davalı kadın vekili 22.05.2017 tarihli dilekçesinde; taşınmazın müvekkiline annesinden miras kaldığını, müvekkilinin kişisel mal olduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2017 tarih ve 2017/5 Esas, 2017/734 Karar sayılı kararı ile, 370 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı adına 14.08.1996 tarihinde satın alındığı, taşınmazın edinim tarihi itibarı ile eşler arasında yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejiminin geçerli olup, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, davacının taşınmazın alımında yapmış olduğu parasal katkıyı ispat etmesi gerektiği; davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen tanık listesinin bildirilmediği, 04.07.2017 tarihli duruşmada tanık olarak göstermek istedikleri kişilerin tanık olarak dinlenmek istemediklerini, özellikle davalı tarafından tehdit edildiklerini bildirdiklerini, bu sebeple tanık listesi veremediklerini ancak yeniden süre talep ettiklerini, tanıkları ikna etmeye çalışacaklarını bildirdikleri; davacının ispat için delil bildirmediği, bu durumda davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2019 tarih ve 2018/1111 Esas, 2019/170 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece tanıkların bildirilmesi için verilen sürenin usulüne uygun olmadığı, delil listesinde bildirilen diğer delillerin toplamadığı gerekçesiyle; davacı erkek vekilinin esas yönelik başvurusu incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının davanın esasına ilişkin delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tanıklarının taşınmazın edinimine ilişkin somut beyanda bulunmadıkları gibi, davacının taşınmazın kendisi tarafından alındığına ilişkin başkaca bir delil de sunmadığı, katkı payı alacağı istemine ilişkin olarak somut katkı miktarını ispat edemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafça taşınmazın müvekkiline ait olduğunun ön inceleme duruşmasındaki boşanma aşamasında taşınmazın kendisine verildiğine yönelik beyanı ile kabul edildiğini, müvekkilinin çalıştığı ve taşınmazın müvekkili tarafından alındığının davalının kabulünde olduğunu, davalının ikrarına rağmen hatalı karar verildiğini, katkı payı hesabı için rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın delillerinin toplandığı, davalının beyanlarının taşınmazın davacıya ait olduğunun kabulü şeklinde yorumlanamayacağı, taşınmazın edinilmesi ile ilgili davacının katkısının ispat edilemediği, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davalı tarafça taşınmazın müvekkiline ait olduğunun ön inceleme duruşmasındaki boşanma aşamasında taşınmazın kendisine verildiğine yönelik beyanı ile kabul edildiğini, müvekkilinin çalıştığı ve taşınmazın müvekkili tarafından alındığının davalının kabulünde olduğunu, müvekkilinin taşınmazın alınmasına ve binanın yapılmasına yönelik beyanlarının dikkate alınmadığını, müvekkilin işyerini satarak taşınmazın edinildiğini, davalının ikrarına rağmen hatalı karar verildiğini, katkı payı hesabı için rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı ve delillerin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 141 inci maddesi, 188 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle ikrarın açık olması gerektiğine ve bölünmezlik ilkesine davalının beyanının ikrar niteliğinde olmadığından erkeğin katkısı anlamına gelmediğine göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.