Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8998 E. 2023/469 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, manevi tazminat ve velayet hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı-davacı erkeğin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde; evlendikleri ilk ... itibaren davalı erkek ile aralarındaki sorunun giderek büyüdüğünü, davalı erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, evlilikleri boyunca birçok kez kavga ettiklerini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili 16.10.2018 tarihli ıslah dilekçesinde; ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakanın her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davacı-davalı kadın vekili; süresinde verdiği asıl davada cevaba cevap dilekçesi ile birleşen davaya cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialar yanında eşinin başka kadınla yazışmalarını yakaladığını, eşinin müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilini aşağıladığını, davalı erkeğin asabi ve saldırgan olduğunu, eşinin evden sıklıkla uzaklaştığını, erkek eşin iddialarının asılsız olduğunu beyan ederek boşanmanın fer'îlerine yönelik taleplerini tekrarlamıştır.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek vekili süresinde verdiği asıl davada cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile birleşen davada cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayın davacı kadının müvekkilini aldatması olduğunu savunarak ve iddia ederek müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadın eşin müvekkilini aldattığını iddia ederek zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebeplerine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, davacı-davalı kadının ise evlilik birliği içinde başka kişilerle görüşmek ve fotoğraf çektirmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu belirtilerek tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının eylemlerinin güven sarsıcı davranış aşamasında kaldığı, gerekçesiyle erkeğin zina sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; ortak çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç yaşta oluşu, fiilen anne yanında kalması ve uzman raporu göz önüne alınarak velâyetinin anneye verilmesine; baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, hükmedilen nafakanın her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat talepleri ile erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının sadakatsizliğinin ve başka erkekle cinsel ilişkiye girdiğinin ispatlandığını, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının antidepresan kullandığını ve 4 kez intihara teşebbüs ettiğini, bu nedenle velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadının ayrıntılı olarak açıklanan ve güven sarsıcı davranış olarak kabul edilen davranışlarının sadakat yükümlülüğünü ihlal boyutunda olduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden karar gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf talepleri reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile velâyet yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile velâyetin eşlerden hangisine verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 336 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.