"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı kadının 2012 yılında çalışmaya başladığını, çalışmaya başladıktan sonra müvekkiline bilgi vermeden alışveriş yapmaya başladığını, davalının müvekkiline haber vermeden kardeşlerine gittiğini, müvekkilinin evde yalnız kaldığını, bazı akşamlar yemeğini tek başına yemek zorunda kaldığını, iş çıkışı arkadaşları ile plan yaptığı zamanlarda, müvekkilinin kaçta geleceğini sorması üzerine sana mı soracağım, sana mı hesap vereceğim şeklinde saygı sınırları dışında cevaplar verdiğini,birlik görevlerini yerine getirmediğini,en son tartışmalarında aile yakınlarının araya girdiğini ama davalının fevri davranarak aile yakınlarının içinde müvekkiline bağırarak seni istemiyorum, boşanmak istiyorum şeklinde evlilik birliğini bitirmek istediğini söylediğini, davalının babasının müvekkiline tokat attığını, erkek kardeşinin silahlı olarak geldiğini ve müvekkiline sinkaflı küfürler ettiğini, tehdit ettiğini olayın polise yansıdığını ve müvekkilinin komşularına ve akrabalarına karşı küçük düştüğünü, yaşanan olaylardan dolayı evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını iddia ederek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, davacının müvekkilinin çalışmasına rıza göstermesine rağmen sonralarında çalışmasını istemediğini ve sürekli baskılamaya çalıştığını, müvekkilinin 25 yıllık eski eşyalarını ikinci elden aldığı ve boyattığı eşyalar ile çok uygun fiyatlı olarak değiştirdiğini, eşine ve çocuklarına sürpriz yapmak isteyen müvekkiline davalının bunu bile çok gördüğünü, davacının rızası ile aynı bina içindeki ailesine gitmesinin sonrasında davacının sen anca gez diyerek surat astığını, aşağılayıcı ve baskıcı davranışlarda bulunduğunu, sürekli defol git, babanın evine git, nereye gidersen git, ya terk edip git bu evi, başının çaresine bak ya da adam gibi şerefin namusunla devran, rezilliğin yeter artık gibi cümleler sarf ederek rencide ettiğini, dinen boşadığını, kapıyı açmadığını, davacı erkeğin evi terk ettiğini, psikolojık şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve velâyetini talep ettiği müşterek çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının çalışmaya başladıktan sonra hal ve hareketlerinde değişmeler olduğu eve geç gelme, birlikte zaman geçirmeme, ayrı yerlerde oturma, evin eşyalarını habersiz değiştirme gibi eşini saymadığı ve değer vermediğini belirten hareketler içerisinde olduğu, en son davacı-karşı davalı erkeğin eşini eve almadığı, bunun üzerine ayrı yaşamın başladığı, ailelerin ara buluculuğu ile tarafların bir araya geldiği ve konuştukları davalı-karşı davacı kadının babasının bu görüşmede davacı-karşı davalı erkeği tehdit ettiği ve kardeşinin de silahla gelerek gerginlik yarattığı, davalı-karşı davacı kadının ailesinin yapıcı bir tutum sergilemedikleri, bu durumda sorunları konuşarak çözmek yerine eşini eve almayarak ayrı yaşamı başlatan davacı-karşı davalı erkek kusurlu ise de, çalışma hayatına geçtikten sonra eşi ile zaman geçirmeyip ayrı ortamlarda oturan, eşine sevgisiz ve ilgisiz davranan, eve eşya alınacağında eşinin fikrini almadan kendi başına alışveriş yapan, bu sebeple eşinin fikirlerine değer vermediği anlaşılan davalı-karşı davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı-karşı davalı erkek lehine 3.000,00 TL maddî, 3.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-karşı davacı kadının çalıştığı göz önünde bulundurularak tedbir ve devamındaki yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, müşterek çocuğun lehine dava tarihinden ergin olduğu tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili ; müvekkilinin tazminat talepleri hakkında bir karar verilmediğini, kusur tespitinin hatalı yapıldığını ,asıl davanın kabulü yönünde verilen boşanma kararı ile müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminata ilişkin kararın kaldırılmasına,mahkemece hatalı kusur değerlendirmesi yapılması sebebiyle hükmedilmeyen boşanmanın ferileri niteliğindeki nafaka, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın yeniden incelenip, müvekkili lehine nafaka, maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin sona ermesinde her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, asıl davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ancak eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceğinden davacı-karşı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, kadının çalıştığı, düzenli gelirinin bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadının kusur tespitine ve davacı-karşı davalı erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin kısmının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin tarafların eşit kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, davacı-karşı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davalı-karşı davacı kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesinin tarafların eşit kusurlu olduğuna yönelik kararı ile müvekkili lehine hükmedilen tazminatların reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili lehine tazminatlara ve nafakalara hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.