Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9013 E. 2023/470 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilini aşağıladığını, çocukların bakımı ve ev ile ilgisiz olduğunu, müvekkilinin ailesi ile telefonda dahi konuşmasına imkan vermediğini, çocuk ...'daki ... probleminin farkedilmesine rağmen ilgilenmediğini, çocuğun rahatsızlığı ile ilgili olarak başkalarıyla konuşulmaması konusunda baskı uyguladığını ve tehdit içeren konuşmalar yaptığını, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, kendisini uyaran müvekkilinin babasının üzerine yürüdüğünü, eve sık sık alkollü geldiğini ve hatta alkollü iken kaza yaptığını, kaza yapılan arabayı satıp daha pahalı ve lüks yeni bir ... aldığını haber vermediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, yatağını ayırdığını ve en sonunda eve terkedip arayıp sormadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, velâyetlerin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk Eylül için aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... için aylık 1.700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faiziyle birlikte müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili karşı davada ikinci cevap dilekçesinde davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını da iddia ederek boşanmanın fer'ilerine yönelik taleplerini tekrarlamıştır.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, eşinin çocuklarla, eş ve ev ile ilgisiz olduğunu, çocukları adeta reddettiğini, eş ve çocuklara duygusal şiddet uyguladığını, çocukları odaya kilitlediğini, yatak odasının kapısını kilitleyerek eşini odaya almadığını, müvekkilini pişirdiği yemekten yememesini söyleyerek masadan kaldırdığını, müvekkilini hırsızlıkla suçlayarak savcılığa başvuracağını söylediği, müvekkilini ve annesinin evden kovduğunu, "kocam değilsin seni sevmiyorum" şeklinde sözler sarfettiğini, bıçakla defalarca saldırmaya kalktığını, geç saatlerde uyandığını, sosyal ilişki kurmadığını ve bu konuda müvekkilini engellediği, rencide edici sözler söylediğini iddia ederek ve savunarak tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetlerin müvekkiline verilmesine, her bir çocuk için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin eşine annesi ve babası yanında iken bağırıp hakaret etmek suretiyle sözel şiddet uyguladığı, ayrılık öncesi taraflar arasında yaşanan bir olaya müdahale etmeye çalışan kadının babası ile sorun yaşadığı, birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı şekilde evden tamamen uzaklaştığı; davacı-karşı davalı kadının ise eşinin annesini evden kovduğu belirtilerek erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddenin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine , baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına 26.08.2018 tarihli celsede belirlenen aylık 600,00 TL nafakanın aylık 150,00 TL artırılarak aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesine ve aylık 750,00 TL iştirak nafakasına; ortak çocuk Eylül yararına 26.08.2018 tarihli celsede belirlenen aylık 350,00 TL nafakanın aylık 150,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL ye yükseltilmesine ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına; erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkek eşin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini ve yükümlülüklerden kaçındığını, kusurun tamamen erkek eşte olduğunu, nafakalar ve tazminatların yetersiz belirlendiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu kapsamında yapılan başvurunun delil olarak kabul edilmemesi gerektiğini, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, toplanan delillerle müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, kendi tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, kadının kusurlu olan taraf olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesi koşullarının oluşmadığını, tazminatların ve iştirak nafakalarının fahiş olduğunu, iştirak nafakalarına dair kararın kaldırılması gerektiğini, kendi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakaları ve kendisinin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların İlk Drece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davalı-karşı davacı erkeğe "evinin, eşinin ve çocuklarının maddî ihtiyaçları ile olması gerektiği şekil ve derecede ilgilenmeme, alkollü iken ... kullanıp kaza yapma ve eşini tartaklama" kusurlarının; davacı-karşı davalı kadına ise "evde pişirdiği yemekten eşine vermeme" kusurunun eklenmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların kusur vakıalarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur vakıalarına yönelik gerekçesinin düzeltilmesine; kadın yararına hükmolunan tazminatlar ile ortak çocuklar yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakalarının yetersiz olduğu, nihai kararda belirlenen nafakaların hangi tarihten artırıldığının belli olmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, ortak çocuk Eylül yararına tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere ilk dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL tedbir nafakasına ve kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 700,00 TL iştirak nafakasına; ortak çocuk ... yararına tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere ilk dava tarihinden itibaren aylık 800,00 TL tedbir nafakasına ve kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına; kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, müvekkiline yeni kusurlar eklenmesinin doğru olmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmolunması şartlarının oluşmadığını, tazminat ve nafaka miktarlarının artırılmasının da doğru olmadığını, fahiş olarak belirlendiğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kendisinini reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan tazminat miktarları ile ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunun’un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.