"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadının evi terk ettiğini, eve dön ihtarına rağmen ortak haneye dönmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu hareketleri ile temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin bağımsız konut sağlamadığı, düzenli iş ve gelirinin bulunmadığı, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, babasının evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, davacı-karşı davalı erkeğin babasının davalı-karşı davacı kadına karşı cinsel taciz eyleminde bulunduğu, davacı-karşı davalı erkeğin bu durma sessiz kaldığı ve kadının bu nedenle evi terk ettiği sabit kabul edilerek, davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, evlilik birliğinin tamamen davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı kabul edilerek, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 250,00 TL tedbir, 450,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve 450,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadın lehine 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaşadığı mağduriyet ve eziyete karşılık, takdir edilen tazminat miktarlarının çok az olduğunu, müvekkilin çalışmaması, müşterek çocuğun bakımı, eğitimi, sağlık ve yol giderleri ve sosyal ihtiyaçları nazara alındığında, takdir edilen nafaka miktarının çok az olduğunu, günlük hayatın ekonomik koşulları nazara alındığında, davacının ekonomik geliri ile kıyasen takdir edilen nafakanın arttırılması gerektiğini, müvekkilinin şahsi geliri bulunmadığını, ailesinin evinde yaşadığını, evliliğin dağılmasında kusuru bulunmayan müvekkili yönünden nafaka tayini gerektiğini, nafaka bedelinin arttırılması gerektiğini belirterek, müvekkili yararına hüküm altına alınan nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur..
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin, İlk Derece Mahkemesince doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadının evi terk etmesinin haklı nedene dayandığı ve kadına atfedilecek bir kusurun ispatlanamadığı, bu nedenle asıl davanın reddinin ve karşı davanın kabulünün ve kusur derecelendirmesinin yerinde olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda, ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın lehine tazminata hükmedilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığı, düzenli ve sürekli gelir getiren bir işte çalışmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, mahkemece tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davalı karşı davacı kadın lehine takdir edilen tedbir ile yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, çocuk için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakalarının yerinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile müvekkili yararına hüküm altına alınan nafaka ve tazminat miktarları yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davası kapsamında, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına hüküm altına alınan tedbir ile iştirak nafakası ile davalı-karşı davacı kadın yararına hüküm altına alınan tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.