Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9027 E. 2023/21 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ayrılık ve boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, onur kırıcı davranışları olduğunu iddia ederek ayrılık kararı verilmesini ve 500,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın, davalı-davacı erkeğin birleşen davasına karşı süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların doğru olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde; kadının ölmesi için beddualar ettiğini, dini bayramlarda eşini yalnız bıraktığını, evliliğin kendisine yüklediği ev işlerini yapmadığını, yatakları ayırdığını, evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminatın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2018 tarih ve 2018/929 Esas 2019/705 Karar sayılı ilamı ile davacı-davalı kadın tarafından açılan ayrılık davasının bu dosyadan ayrılmasına ve yeni esasa kaydına, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka miktarı, vekâlet ücreti, ayrılık kararı verilmemesi yönlerinden, davalı-davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/361 Esas 2020/1021Karar sayılı kararı ile her iki tarafın iddia ve savunmalarının delilleriyle birlikte değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre kadının ayrılık talebiyle alakalı da bir karar verilmesi gerekirken, boşanmanın kesinleşmesi gerektiğinden bahisle kadının davasının tefrikinin, kadının ayrılık davasına ilişkin delillerin hiçbiri değerlendirilmeden esas hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile kadının ayrılık kararı verilmemesine yönelen istinafı yerinde görülerek sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ayrılık hususunda da eldeki dosya ile birlikte değerlendirilip bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki dava birleştirilmiş, davalı-davacı erkeğin eşinin hastalığı ile ilgilenmediği, onu doktora götürmediği, ameliyatında yanında olmadığı, şiddet uygulayıp hakaretlerde bulunduğu, ölürse ölsün şeklinde sözler söylediği, evden gitmesi yönünde sözler söylediği, davacı-davalı kadının da eşine karşı hakaretlerde bulunduğu, ölmesi için beddularda bulunduğu, evin yemeğini ve temizlik gibi işlerini yapmakta gerekli özeni göstermediği, anlaşılmakla erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının kusurunun ise hafif kusur olduğu, davalı-davacı erkeğin dava devam ederken ölümü nedeniyle mirasçılarının dava devam etmeleri neticesinde 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi dikkate alınarak davacı-davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğu, davalı-davacı erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kalan davacı-davalı kadının ayrılık talebi ile davalı-davacı erkeğin boşanma davası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davacı-davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine, 350,00 TL tedbir nafakasının davalı-davacı erkeğin ölüm tarihi olan 18.12.2020 tarihine kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; kusur değerlendirmesinin dahili davalıların tanık sıfatıyla dinlenmeleri sebebiyle tanık beyanlarının hükme esas alınmasının, aleyhine iki defa vekâlet ücretine hükmedilmesinin ayrılık davası hakkında hükmün hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek mirasçıları vekili ise, kusur değerlendirmesinin ve vekâlet ücretininin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuşlardır.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, erkeğin eşinin hastalığıyla ilgilenmediği, doktora götürmediği, ameliyatında yanında olmadığı yönüyle kusurlu bulunduğu ancak erkeğin açtığı boşanma dava dilekçesine karşı, davacı-davalı kadının cevap dilekçesini süresinde sunmadığı dikkate alınarak asıl davada da vakıa olarak dayanılmayan hususlarda erkeğe kusur yüklenmesinin yerinde olmadığı, erkeğin kadına şiddet uyguladığı yönüyle kusurlu bulunduğu ancak tanık ...'nın beyanının tek bir olaya ilişkin olduğu ve af kapsamında kaldığı, bundan sonra da şiddetin devam ettiğine dair dosya kapsamında bir delil olmadığı, kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe yüklenen diğer kusurların isabetli olduğu, verilecek başka bir kusur bulunmadığı, kadının erkeğe hakaret ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu, ancak bunun vakıa olarak dayanılmadığından kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadına verilen diğer kusurların yerinde olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre kadının boşanmaya yetecek kadar kusurlu olduğu, kadının açtığı dava yönüyle vekâlet ücreti ve yargılama giderinin davalı-davacı tarafa yüklenilmesine karar verilerek kadın vekilinin bu yöndeki istinafının kabulüne, davacı-davalı kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine, her iki tarafın kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davacı-davalı kadın vekilinin, asıl dava için erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasına ve asıl davanın yargılama giderlerine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılarak, bunların yerine yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili, müvekkilinin kusurlu bulunmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında, sağ kalan eş olan davacı- davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun ) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 nci ve 371 nci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.