"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1643 E., 2022/1486 K.
DAVA TARİHİ : 12.02.2018-02.03.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sorgun 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/89 E., 2022/196 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince ; her iki tarafın davalarının da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı karşı davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesi ile özetle; kadının %50 engelli, erkeğin de %77 engelli olduğunu, tarafların erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıklarını, erkek ve ailesinin kadın ile alay ettiklerini, erkeğin kazancını annesine verdiğini, evliliğin getirdiği sorumlulukları üstlenmediğini, erkeğin annesinin yaptıklarına sessiz kaldığını, kadının özgürlüğünün kısıtlandığını, kadının 15.12.2017 tarihinde kendi ailesinin yanına gittiğini, erkeğin de 17.12.2017 tarihinde geldiğinde kızınızı istemiyorum dediğini, o tarihten beri tarafların ayrı yaşadığını, erkeğin ailesinin evi ayırmayı teklif ettiklerini, fiili ayrılıkta arayıp sormadığını belirterek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadın tarafından açılan davanın haksız, iddiaların asılsız olduğunu, davacı-karşı davalı kadının kısmen zihinsel engelli, az miktarda da konuşma engelli olduğunu, erkeğin ise; konuşma ve işitme engelli, çok az oranda da zihinsel engelli olduğunu, tarafların anlaşarak erkeğin ailesinin tripleks konutunun üst katında oturduklarını, bir süre sonra kadının annesinin evliliğe müdahil olmaya başladığını, kadını etkisi altına aldığını, bu nedenle sorunlar yaşandığını, kadının soğuk davranışlar sergilediğini, kadının ailesinin ziyaret bahanesi ile kızlarını aldıktan sonra, erkeğin de yanlarına gittiği sırada üzerine yürüdüklerini, sıkıştırıp korktuklarını, evden kovduklarını, kadını eve kilitlemekle, kötü davranmakla suçladıklarını, sonrasında tarafların ailelerin bir araya gelerek konuşmaya çalıştığını ancak aileler arasında da tartışmalar yaşandığını, kadının ailesinin hakaret ettiğini, üzerlerine yürüdüğünü, bir süre sonra tarafların telefonlaşmaya başladıklarını, ayrı bir evde yaşaması konusunda anlaştıklarını fakat yine de bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını kadının ailesinin sürekli bahanelerle sorun çıkarttığını taraftarın bu aşamadan sonra bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve 50.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 2018/49 Esas ve 2020/269 karar sayılı 25.11.2020 tarihli kararı ile, tarafların engelli oldukları, evlilikleri süresince her iki tarafın da ailesinin etkisi altında kaldığı, bu nedenle aralarının bozulduğu, evlilik birliğinin bu hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilerek, her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, tazminat taleplerinin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve evlilik süresi dikkate alınarak, kadın lehine hükmedilen 250,00 TL tedbir nafakasının devamına ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından; kusur belirlemesi, maddi ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin reddi ile tedbir nafakası miktarı ve vekâlet ücreti yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesince 2021/230 esas, 2021/255 karar ve 25.02.2021 tarihli kararı ile; tarafların tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilerek rahatsızlıklarının olup olmadığı, varsa türü ve ağırlık derecesi, evlilik birliğini sürdürmesine engel teşkil edip etmediği, iyileşmesinin mümkün olup olmayacağı ve 4721 sayılı Kanun'un 405 inci, 406 ncı ve 6100 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması, vasi tayini gerekiyor ise, mahkemesine ihbarda bulunulması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak değerlendirilmesi belirtilerek, kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesi birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü altbendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-karşı davacı ...'ın 4721 sayılı Kanun'un 405 inci maddesi uyarınca kısıtlanmasına karar verilerek, kendisine vasi atandığı, buna göre, mahkemece tarafların engelli oldukları evlilikleri süresince her iki tarafın da ailesinin etkisi altında kaldığı bu nedenle aralarının bozulduğu dolayısı ile evlilik birliğinin bu hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki boşanma davasının da kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine hükmedilen 250,00 TL tedbir nafakasının devamına ve kadının yoksulluk nafakası talebinin evlilik süresi, her iki tarafında engelli olması kadının engelli maaşının bulunması, erkeğinde inşaatlarda çalışması ve düzenli gelirinin olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili yerel mahkeme kararına karşı, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen maddi ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası talepleri, aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden hükmün usûl ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe fiil ehliyetinin bulunmaması sebebiyle kusur yüklenemeyeceğinden bahisle kadının boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci bendi uyarınca kabulüne karar verilmesi isabetsiz görülse de taraflarca boşanma konusunda istinaf yoluna başvurulmadığından bu yönden kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararı eleştirilmekle yetinilmiş sair hususlarda kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, hükmün usûl ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı-karşı davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesi ve istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usûl ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tarafların erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıklarını, engelli olduklarını, sorunun erkeğin kendisini eş olarak benimsememesi, ilgisizliği ve erkeğin ailesinin tutumu olduğunu, dışlandığını ve hakarete uğradığını, bu hususların tanıklarla ispat edildiğini, tarafların ekonomik koşullarına göre nafaka miktarının düşük olduğunu, yoksulluk nafakası ve kusuru bulunmayan kadın için tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası talepleri, aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden usûl ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı karşı davalı kadının açtığı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ile kadın aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci, 339 uncu ve 405 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu ve 370 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.