Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9226 E. 2023/110 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının boşanma davasının istinaf incelemesinde, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı kadının istinaf sebeplerini incelemeden karar vermesi üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, 6100 sayılı HMK'nın 355. ve 359. maddeleri uyarınca tarafların istinaf sebeplerini incelemekle yükümlü olduğu ve davacı kadının istinaf başvurusunda bulunduğu halde bu başvurunun incelenmeden karar verilmesinin usul hükümlerine aykırı olması gözetilerek temyiz edilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiş, davacı kadının istinaf başvurusu hakkında hüküm kurulmamıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsiz olduğunu, başka kadınla imam nikahlı olarak yaşadığını, birlikte yaşadığı kadından bir erkek çocuğu olduğunu, davalının ortak çocuğa bu senin kardeşin diyerek videolarını gösterdiğini, davalının telefonundan imam nikahlı eşi olduğunu iddia eden kişi ile sık sık görüşmeleri ve konuşmalarına şahit olduğunu, davalının yasak ilişki yaşadığı imam nikahlı eşi ve bu yasak ilişkiden olan altı yaşındaki oğlu ile vakit geçirmeyi ve maddî imkanlarından yasal eşi davacıyı değil de imam nikahlı eşini ve ailesini yararlandırmayı adet edindiğini, davalının altı ayda bir gelip yirmi gün ya da bir ay kalıp gittiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası, davacı kadın için aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, yine aile konutu olarak kullanılan taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili sürede verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan boşanma davasına ilişkin beyan ve iddialarının asılsız olup boşanma talebi dışındaki taleplerin tümden reddi gerektiğini, davacının yakın akrabaları tarafından sık sık tehditlere maruz kaldığını, evliliğin son zamanlarında paranoyak bir ruh haline bürünerek davacıyı asılsız iddia ve iftiralarla zan altında bıraktığını, aldatma iddiasının ise iftira olduğunu, dava dilekçesinde sözü edilen evlilik dışı çocuğun, davalının ...'da ticari faaliyet yürüttüğü bir arkadaşının çocuğu olup, video kaydı incelendiğinde de görüleceği üzere müvekkil oğlu ...'ye bahsi geçen çocuğun tatar olması ve tatar dilinde seni çok seviyorum, ... abi dedirterek güzel bir anı ile çocuğunu sevindirmek istemesinden kaynaklandığını, davalının davacıya anlaşmalı boşanmayı dile getirdiğini, ancak davacının sadece maddiyata yönelik fahiş talepleri karşısında aslında bunca yıllık evliliğinin davacı için maddî bir beklentiden öteye geçmediğini anladığını, ayrıca davacının kalıcı ağız kokusu rahatsızlığı olduğunu, davacının bu rahatsızlığının çok ileri boyutta olup çiftlerin evlilik hayatını olumsuz etkilendiğini belirterek, eşler arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacının talep ettiği velâyet, nafaka ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin sadakat yükümlülüğünü şüpheye düşüren davranışlarda bulunduğu, yurt dışında çalışmayı bırakıp döndüğünde dahi müşterek eve dönmeyip, ortak hayatı terk edip ...'da yaşamaya devam ettiği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuk dava sırasında reşit olduğundan davacının velâyet talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, iştirak nafakası talebinin reddine, kadın için takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının taşınmaza aile konutu şerhi konulması yönünden talebinin ise davacının ilgili tapu müdürlüğüne başvurduğuna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, bunun yanında evin herhangi bir tapusunun olmadığı, evin üzerinde bulunduğu arsanın hisseli olması sebebiyle davacının bu talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tam kusurlu davalı aleyhine verilen tazminat miktarlarının, tedbir nafakaları ile yoksulluk nafakası miktarlarının düşük olduğunu belirterek kararı tazminat ve tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ile aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden istinaf etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı taraf tanıklarının beyanlarında tarafların evliliklerine dair görgü ve duyuma dayalı bir bilgi sahibi olmadıklarını, kadının iddialarını somut delillerle ispatlayamadığını, boşanma davasının açılmasında kusurunun bulunmadığını, hiçbir gelirinin bulunmadığı, ailesinin yardımlarıyla geçindiğini belirterek kararı kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı, söz konusu olayın dinlenen tanıkların ifadesine bakıldığında tanıkların görgüye dayalı değil, taraftan ve müşterek çocuktan duyuma ilişkin olduğu anlaşıldığından bu davranışın erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru olmadığı gibi erkeğin kadına hitaben çektiği mesajı gören komşu tanık ...'in beyanına göre; sizi süründüreceğim, sen bana yakışmıyorsun, sen kilolusun şeklinde mesaj yazdığı ve müşterek çocuğunu ve eşini birlik görevlerinden kaçınmak amacıyla onlarla aynı evde yaşamadığınn ispatlandığı, erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, davalı erkeğin diğer hususlara ilişkin ise istinaf itirazlarının esatan reddine karar verilmiş, kadının istinaf talepleri hakkında esastan bir inceleme yapılmamış ve hüküm kurulmamıştır.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvurusunda özetle; tam kusurlu davalı aleyhine verilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, taktir edilen tedbir nafakaları ile yoksulluk nafakasının da düşük olduğunu belirterek kararı tazminat ve tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ile aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden temyiz etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; davacı taraf tanıklarının beyanlarında tarafların evliliklerine dair görgü ve duyuma dayalı bir bilgi sahibi olmadıklarını, kadının iddialarını somut delillerle ispatlayamadığını, boşanma davasının açılmasında kusurunun bulunmadığını, hiçbir gelirinin bulunmadığı, ailesinin yardımlarıyla geçindiğini belirterek kararı kusur, nafaka ve tazminat yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının süresinde harcını yatırarak İlk Derece Mahkemesince verilen kararı istinaf etmiş olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf taleplerinin incelenmemesi ve talebi hakkında hüküm kurmaması noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi, 355 inci maddesi, 359 uncu maddesinin birinci fıkrası (d) bendi, 359 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 369 ncu maddesinin birinci fıkrası hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı, kadın tarafından lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarı ile aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden, erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de kadının istinaf talebinin Bölge Adliye Mahkemesince incelenmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının d bendinde bölge adliye mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği ve 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı düzenlenmiştir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. O halde davacı kadının İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf talebi bulunduğu halde, istinaf talebi incelenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve kararın münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere BOZULMASINA, bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

İstek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.