Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9233 E. 2022/10853 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası miktarı ve yargılama gideri ile vekalet ücretine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesinin af olarak nitelendirilemeyeceği, erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda kadının ağır veya eşit kusurlu olmadığı ve boşanma nedeniyle maddi desteğini yitirdiği gözetilerek, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, ayrıca yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğu ve vekalet ücretinin hatalı takdir edildiği gerekçeleriyle, hüküm kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakası miktarı, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davalı-karşı davacı kadın temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalı-karşı davacı kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalı karşı davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince, erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Karar hakkında tarafların istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince; kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesi af olarak nitelendirilerek önceye dair erkeğe yüklenen kusurlar çıkarılmış, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ile kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azaltılmış, kadın yararına hükmolunan tazminatların ise reddine karar verilmiştir. Hüküm hakkında davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamından; mahkemece her ne kadar kadının eşinin kusurlarına rağmen eve dönmesi erkeği affetmesi olarak kabul edilmiş ise de; boşanma sürecinde kadın eşin de ortak konutta yaşama hakkının olduğu dikkate alınarak, kadının ... bakım ve eğitim gerektiren çocuğunun ortak yaşanılan konuttan bir anda ayrılmasının çocuk açısından sorun oluşturmaması için zaman zaman çocuğuyla birlikte eve gelmesi af olarak nitelendirilemez. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davaranışları yanında davacı-karşı davalı erkeğin, ... ilgi ve bakıma muhtaç olan çocuğu ile ilgilenmediğinin, eşine ve çocuğuna hakaret ettiğinin, ... giderlerini karşılamadığının, eşin ve çocuğun ihtiyaçları ile yeteri kadar ilgilenmediğinin de sabit olduğu dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

5-Davacı-karşı davalı erkek vekil ile temsil edilmediği halde, davacı karşı davalı erkek yararına vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliği ile karar verildi. 26.12.2022 (Pzt.)