Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9247 E. 2023/95 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davalı erkeğin zina eylemi nedeniyle boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, hak düşürücü süre, zina olgusunun ispatı, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile yasal süreler gözetilerek, davalı erkeğin zina eyleminin sabit olması ve davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olması nedeniyle, yerel mahkemenin boşanma, nafaka ve tazminata hükmeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne-kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin yıllardan beri süregelen ... isimli kadın ile ilişkisi olduğunu, bu durumu çocuklarından öğrendiğini, davalı erkeğin bu bayan ile ortak hanede dahi ilişkiye girdiğini, tüp bebek ile çocuk sahibi olmaya çalıştıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddeleri uyarınca zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleri ile tarafların boşanmalarına, davacı müvekkili için aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile ... isimli kadın ile son 5 yıl içerisinde ilişkisinin olmadığını, daha önceden bu kadınla birlikte bir süre yaşadığını, bu durumun davacı kadın tarafından affedildiğini, eldeki davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu davanın ortak çocukların müvekkilinin mallarını paylaşılamaması nedeni ile davacıya açtırıldığını, asıl kusurun davacı kadında olduğunu, evlilik birliği içerisinde hakaret, tehdit, fiziksel şiddete maruz kaldığını, davacı tarafına zina sebebine dayalı davasının reddi ile müvekkiline kusur izafe edilmeksizin tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, davacının maddi taleplerinin ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının başka bir kadın ile ilişkisinin olduğu, bu kadına ev tutup birlikte oldukları, cinsel birlikteliklerinin olduğu, davalının bu suretle zina yaptığı, dava tarihine kadar görüşmelerinin devam ettiği, davanın yasal süresinde açıldığı, tarafların ayrı yaşadıkları anlaşıldığından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereği zina nedeni ile tarafların boşanmalarına, özel sebeple boşanma kararı verildiğinden aynı olay ile ilgili evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın karar kesinleştikten itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek vekili tarafından; mahkemece delillerin toplanmadan karar verildiği, zina olgusunun ispatlanmadığı, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı, ortak çocukların beyanlarının hükme esas alınamayacağı, evlilik birliğinin davacı kadının haksız ve kusurlu eylemleri nedeni ile temelinden sarsıldığı, asıl kusurun davacı kadında olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının çok yüksek olduğu, davacı kadının yoksulluğa düşmeyeceği belirtilerek, davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca kabulü, delillerin toplanmaması, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili katılma yolu sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında zina yapan erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davalı erkeğin ekonomik durumu ve kusur durumuna göre hüküm altına alınan nafaka ve tazminatların yetersiz olduğu, davalı erkeğin mal kaçırmak için dava devam ederken bir kısım gayrimenkulleri elden çıkardığı hususlarını belirtilerek, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usulüne uygun verilen ara karara rağmen davalı tanıkları, ... ve ...' ın açık adreslerinin bildirilmemesi nedeniyle bu tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, zina sebebine dayanan boşanma davalarında, yasada öngörülen hak düşürücü süre, süre gelen eylemlerde, son eylemin bittiği tarihten itibaren başlayacağı, davacı kadının zina eylemini 2017 yılı Nisan ayında öğrendiği tanıklarca ifade edildiğine göre, hak düşürücü sürenin sona erdiğinden söz edilemeyeceği, hal böyle olunca, davanın süresinde açıldığının ve davalı erkeğin zina eyleminin gerçekleştirdiği sabit olmakla davanın kabulüne karar verilmesi ve kadın lehine koşulları oluştuğu için 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi gereğince maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, bununla birlikte tazminatların miktarları, kusur durumu ve tarafların ekonomik durumları dikkate alındığı zaman az olduğu, yoksulluk nafakasının miktarının ise değişen koşullara göre arttırılma imkanı olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadının tazminat miktarların ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ... Aile Mahkemesinin 24.11.2020 tarih ve 2017/328 Esas - 2020/539 Karar sayılı kararının maddî ve manevî tazminata ilişkin 4 üncü bendinin kaldırılmasına, davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince takdiren 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca kabulü, delillerin toplanmaması, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi kapsamında hak düşürücü süre içerisinde zina davasının açılıp açılmadığı, zina eyleminin gerçekleşip gerçekleşmediği, davalı erkeğin delillerinin usulune uygun şekilde toplanıp toplanmadığı, davacı kadın yararına hüküm altına alınan tedbir, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 161 inci 169 uncu 174 üncü ve 171 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.