"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ileri yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ayrı ayrı başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sürekli davacı kadını darp ettiğini, bağımsız konut açmadığını müvekkilinin kayın validesi ile 10 yıl yaşamak zorunda kaldığını, kendisini keser, sopa ile sık sık darp ettiğini, davalının kendisini öldürmesinden korktuğunu, en son olarak 12.06.2019 tarihinde yine davacı kadını darp ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın 20.09.2021 tarihli beyanında; 1000 TL tedbir nafakası hükmedilmesini yargılama sonrası yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini ve her yıl ÜFE oranında artırılmasını, davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili 23.08.2019 tarihli cevap dilekçesinde; ailesine karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği, iş sahibi olduğunu ancak yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle çalışamaz hale geldiği, davacının müşterek çocukların devlet memuru olarak atanmasından sonra çocuklarını kendisine karşı kışkırttığı, kendi öz babalarına karşı saygısız bir tutum sergilemelerine neden olduğunu, bu yüzden aralarında tartışma vuku bulduğu ve hem kendi hem diğer aile fertlerinin sakinleşmesi için üç günlüğüne evden ayrılıp köye gittiği ancak davacı ve çocukların bu süre içerisinde müşterek evin kapı kilidini değiştirdiğini eve döndüğünde eve almadıkları, davacı ve çocuklarıyla uzlaşmaya çalıştığı ancak sonuç alamadığı, evlilik süresi içerisinde davacıya karşı şiddetli eylemde bulunmadığı, eşinin hakaretlerine karşı kendisini sözlü olarak savunduğu, evlilik birlikteliğinin devamı için sabır ve nezaketi gösterdiği ancak evliliğin devamına ilişkin inancının kalmadığını beyan ederek boşanmayı kabul ettiğini bu nedenle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayası belirtilen kararı ile; davacı kadının birçok kez fiziksel şiddete maruz kaldığı, son yaşanan olayda da kadının eşi tarafından dövüldüğü gerek davacı tanıklarının beyanları gerekse ... Asliye Ceza Mahkemesi' nin 2020/262 E., 2021/90 K. Sayılı ceza dosyası ile anlaşıldığını, kadının sopa, oklava ile dövülmesi ve fiziksel şiddettin sürekliliği, yine erkeğin kadına karşı hakaret içerir sözleri ile eylemlerin pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış boyutunda olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 162 nci maddesi kapsamında pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, davacı vekili tarafından 20.09.2021 tarihli dilekçe ile davacı kadın lehine yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi talep edilmiş ise de, talebin dilekçeler aşamasında sunulmadığı, iddia ve savunmaların genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığından talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekili tarafından 20.09.2021 tarihli dilekçe ile; davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi talep edilmiş ise de davalı kocanın çalışmadığı, ... Aile Mahkemesi' nin 2020/175 Esas sayılı dosyası ile çocuklarından yardım nafakası aldığı da göz önünde bulundurularak tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin, tedbir-yoksulluk ve maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmemesi nedeniyle istinaf talebinde bulunmuş ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi istemiyle, istinaf talebinde bulunmuş ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayası belirtilen kararı ile; davalının evlilik içinde eşine sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığı, ağır hakaretler ettiği ve davacıyı aşağıladığının sabit olduğu, davacı kadının tedbir nafakası talebinin reddi ile yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; kararın hukuka aykırı olduğunu istinaf dilekçesini aynen tekrar ederek müşterek çocukları ... tarafından yönlendirildiğini, çocukları ile arasında yardım nafakası talepli dava nedeniyle husumet bulunduğunu, davacıyı yönlendirdiklerini, davacının tanıklarının hiçbir şekilde gerçeği söylemediğini, davacının aldığı darp raporunun hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını isteyen herkese bu raporun verilebileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesi , boşanma kararının kaldırılması talebiyle temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava ve uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun'un 162 maddesine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 162 nci maddesi hükümleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.