"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin sorumsuz davranışlarının giderek arttığını, evin her türlü market ihtiyacı, çocukların giyim, yeme içme, okul masraflarını, ders ücretlerini müvekkilinin tek başına ödediğini, müşterek çocukları bir şey istediğinde annelerinden talep etmelerini istediğini, davalı erkeğin cimriliğinin hastalık derecesinde olduğunu, tatillerini geçirdikleri orman kampında benzin parası vermemek için hastalanan davacıyı doktora götürmediğini, müvekkilinin 2018 yılı Şubat ayında ameliyat olduğunu ve müvekkili ile hiç ilgilenmediğini, cinsel hayatlarının olmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmlarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, ortak çocuk Sude Naz için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; davada ileri sürülen tüm suçlamaların haksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, dava açılmadan önce ve sonra eşi ile hiç ayrılmadıklarını, halen aynı evde yaşamaya devam ettiklerini, evin ve ailenin sorumluluklarını birlikte yerine getirildiğini, yemeklerin dahi birlikte yendiğini, davacı kadının yaşanan küçük bir tartışma neticesinde boşanma davasını açtığını iddia ederek ve savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin uzun süredir cinsel birliktelik yaşamamak suretiyle eşine duygusal şiddet uyguladığı, evin ve müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılaması husunda sürekli olarak eşi ile pazarlık ettiği, bu hususta şartlar ileri sürmek suretiyle eşine ekonomik şiddet uyguladığı belirtilerek davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk 05.06.2001 doğumlu .'ın karar tarihi itibariyle ergin olduğu anlaşılmakla 11.01.2019 tarihli ara kararla ortak çocuk yönünden hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili; ön inceleme duruşmasında kadının bir kısım tanıklarının seyirci kısmında oturduklarını, bu tanıkların dinlenmelerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 261 nci maddenin birinci fıkrasına aykırı olduğundan beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, dava açıldıktan sonra da bir süre ortak yaşamın devam ettiğini, tarafların aynı çatı altında çocuklarıyla birlikte yaşamaya devam ettiklerini, dava açıldıktan sonraki durumların davaya konu edilmesinin mümkün olmadığını, davacı kadının kusurlu olduğunu, dinlenen tanık beyanlarına göre müvekkiline yüklenen kusurların ispatlanamadığını, kadın yararına manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmolunmasının doğru olmadığını, manevî tazminatın yüksek olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen uzun süredir cinsel birliktelik yaşamamak suretiyle duygusal şiddet uyguladığı şeklindeki kusurun ispat edilemediği, erkeğin diğer kusurlu eylemlerinin sabit olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiş; kadın eşin memur olduğu ve eşine denk gelir elde ettiği, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş; erkeğin diğer istinaf talepleri reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın kabulü, kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tanıkların dinlenmesinde gerekli usul şartlarına riayet edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 261 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.