Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9280 E. 2023/182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, velayet, iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek hükmedilen iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, kararın bu yönlerden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının, kadının ziynet alacağı davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının maaşından ortak giderlere harcama yapmadığını, küçük gördüğünü, doğum sonrası müvekkilinin annesinin aldığı kolyeyi sonrasında ayarı düşük olduğu için iade ettiğini, tartışmada annesini desteklediğini, kıskanç olduğunu, iş yerine gidip olay çıkararak müvekkilini küçük duruma düşürdüğünü, hakaret ettiğini, hor gördüğünü iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili yararına 1.000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin annesi ile görüşmesini yasakladığını, şiddet uyguladığını, tarafların temmuz ayında tatile çıktıklarını, tatilin eylül ayına kadar devam ettiğini, evlilik birliğinin taraflara yüklediği eşe bağlılık yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ev içi sırlarını işyerinde paylaştığını, sebepsiz olarak 11.12.2016 tarihinde evi terkettiğini, terk sonrasında müvekkilinin kullandığı ek kartları iptal ettirdiğini, ortak hesabı kapattığını, çocuğa da özen göstermediğini, işyerindeki bayan arkadaşları ile samimi tavırlar sergilediğini, doğumdan sonra müvekkili ile olan birlikteliğine son verdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir, iştirak nafakası, müvekkil yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ziynetlerin aynen olmadığı takdirde şimdilik 20.000,00 TL bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin nedensiz olarak evi terkettiği, oğlunun doğumundan sonra eşi ile birlikte olmaktan kaçındığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı, kadının ziynet alacağı davasının ispatlanmadığı gerekçesi ile esas davanın reddine, karşılık davada ziynet eşyasına ilişkin davanın reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, anne yanında kalan ve anne bakım şefkatine muhtaç olan müşterek çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, müşterek çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, kadının boşanmakla en azından eşinin desteğini yitireceği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur tespiti, kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları, ortak velâyet talebinin değerlendirilmemiş olması, reddedilen ziynetler nedeniyle hükmedilen vekâlet ücreti miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; nafakaların ve tazminatların miktarı ile reddedilen ziynet alacağı talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ziynet alacağı davasında Mahkemece reddedilen alacak miktarı üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkeğin ziynetlerle ilgili vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulüne, yeniden hüküm kurularak ziynet alacağı davasının reddi nedeniyle erkek yararına nisbi vekâlet ücretine karar verilmiş, ortak velâyetin ancak bu konuda tarafların mutabık olmaları halinde mümkün olabileceği belirtilerek; davacı-davalı erkeğin sair, davalı-davacı kadının tüm istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla, kendi davasının reddinin ve kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, mahkemece kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, tanık beyanlarına göre kadının tamamen kusurlu olduğunun anlaşıldığını, kadın lehine hükmedilen tazminatların ve kendi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, ortak çocukla ilgili olarak ortak velâyetin değerlendirilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili; Davacı- karşı davalı erkeğin gemi kaptanı olduğunu, aylık gelirini gizlemek için çalışmadığını, hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirecek geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın lehine hükmedilen tazminatların şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatların ve nafakaların miktarının ve ortak velâyete karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanunun hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Yukarıda (2) ve (3) numaralı parağraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı ile kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı-karşı davalı erkeğe yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı-karşı davcı kadına iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.