Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9279 E. 2023/2501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka lehine ipotekli taşınmazın, ipotek tarihinde aile konutu olup olmadığı ve buna bağlı olarak ipoteğin kaldırılıp kaldırılamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İpotek tarihinde taşınmazın aile konutu olmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, bu nedenle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2435 E., 2022/971 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/467 E., 2019/725 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile ...'un 1994 yılında evlendiklerini, davalı adına kayıtlı "İstanbul İli, Beykoz İlçesi, Baklacı Mahallesi, F22-d-19-d-4-b pafta, 1380 ada, 67 parsel sayılı, 18.616,03 m² yüzölçüme sahip bahçe nitelikli taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarını, bu taşınmazın, davalı eş tarafından davacı kadının bilgisi ve muvafakati dışında davalı banka ile davalı eşin tek hissedarı olduğu dava dışı Erem Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında yapılmış ve yapılacak tüm sözleşmelerin teminatı olarak ipotek ettirildiğini, davacının herhangi bir muvafakatinin ve rızasının olmadığını, ipotek işlemi için eşin açık rızasının alınmadığını, bu taşınmazın konut olarak kullanıldığını belirterek davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, tapu kaydına aile konutu şerhi işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar yasal sürede davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ipotek tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın boş halde olduğu, ipotek evrakı arasında bulunan gayrımenkul değerleme raporunda açıkça görüldüğü gibi davacı tanıklarınca taşınmazın hiç boşaltılmadığı belirtilmiş ise de davacı vekilinin 07.11.2018 tarihli dilekçesinde de taşınmazın söz konusu tarihlerde tadilat ve onarım sebebiyle geçici olarak boşaltıldığı belirtildiğinden tanık beyanlarına itibar edilmediği, ipotek tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olmadığı gerekçesi ile davacının ipoteğin kaldırılması talebi yönünden davanın reddine, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebi yönünden; davalı bankaya karşı açtığı davanın husumet yönünden reddine, dava tarihinden önce tapuda aile konutu şerhi konulduğu anlaşıldığından davalı ...'a karşı açtığı davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili ; banka tarafından cevap dilekçesinin süreden sonra sunulduğunu, savunmalarına itibar edilmemesi gerektiğini belirterek ipoteğin kaldırılması davasının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın evli olan davacı ile davalı ...'un aile konutu olduğu, ipotek tarihi itibariyle de aile konutu olarak kullanıldığı, tarafların mernis adresi ve tapu kayıtları kapsamında yapılan karşılaştırmada ipotek tarihi itibariyle mernis adresi olarak gözüken taşınmazın davacı ya da eşi adına kayıtlı olmadığı, yine mernis adresinin beyana dayalı olarak düzenlenip her zaman aksinin ispatlanabileceği dikkate alındığında, aile konutunun niteliği gereği expertiz raporunda tapuda bahçe olarak görülen taşınmazda davalı ...'a ait villa olduğu ve davacının davasını ispatladığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi ... olmadığı gerekçesi ile bu haliyle davacının ipoteğin kaldırılması davasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, davacının ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile, davalı ... adına kayıtlı dava konusu taşınmaz üzerine davalı ... AŞ. Lehine 24.11.2016 tarihinde konulan 3.300.000,00 TL bedelli ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir .

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili; dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, arsa vasfında olduğunu, tarafların ipotek tarihinde bu taşınmazda oturmadığını, davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın ipoteğin kaldırılması davasının kabulü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı ipotek tarihinde taşınmanın aile konutu niteliğinde olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde, davalı erkek adına kayıtlı "İstanbul İli, Beykoz İlçesi, Baklacı Mahallesi, F22-d-19-d-4-b pafta, 1380 ada, 67 parsel sayılı, 18.616,03 m² yüzölçüme sahip bahçe nitelikli taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarını, bu taşınmazın, davalı eş tarafından davacı kadının bilgisi ve muvafakati dışında davalı banka ile davalı eşin tek hissedarı olduğu dava dışı Erem Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında yapılmış ve yapılacak tüm sözleşmelerin teminatı olarak ipotek ettirildiğini, davacının herhangi bir muvafakatinin ve rızasının olmadığını, ipotek işlemi için eşin açık rızasının alınmadığını, bu taşınmazın konut olarak kullanıldığını belirterek davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince ipotek tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın boş halde olduğu, ipotek evrakı arasında bulunan gayrımenkul değerleme raporunda açıkça görüldüğü gibi davacı tanıklarınca taşınmazın hiç boşaltılmadığı belirtilmiş ise de davacı vekilinin 07.11.2018 tarihli dilekçesinde de taşınmazın söz konusu tarihlerde tadilat ve onarım sebebiyle geçici olarak boşaltıldığı belirtildiğinden tanık beyanlarına itibar edilmediği, ipotek tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olmadığı gerekçesi ile davacının ipoteğin kaldırılması talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davasını ispatladığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin ... olmadığı gerekçesi ile bu haliyle davacının ipoteğin kaldırılması davasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, davacının ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.

4721 sayılı Kanunu'nun 194 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır.

Somut olayda; tarafların mernis kayıtları, gayrımenkul değerleme raporunda, ipotek tarihinde yapının dekorasyon işlerinin devam ettiği, henüz oturumun başlamadığı şeklindeki belirlemeler ve dosya kapsamı dikkate alındığında ipotek tarihinde dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında dosya kapsamına uygun değerlendirme yapılarak ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.