"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Aile Mahkemesi
Taflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince; her iki davanın da kabulüne
karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ikinci evliliği olduğunu, kadının herşeyden kavga çıkarttığını, iletişim kuramadığını, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadının önceki evliliğinden iki çocuğu olduğunu bilmesine rağmen çocukları kabul etmediğini, görüşmesine ve maddî desteğine engel olduğunu, eski eşine de bu yönde beyanlarını içerir mesajlar attığını, çocuklara daima hakaretle hitap ettiğini, çocuklarının eve gelmesine izin vermediğini, tehdit edici konuştuğunu, annesinin cenazesinde olay çıkarttığını, acısına dahi saygı göstermediğini, küfür ve hakaretler ettiğini, onur kırıcı davranışlar sergileyerek başkaları yanında da küçük düşürdüğünü, fiili saldırıda bulunduğunu, yüzünü tırmaladığını, arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermediğini, düğüne, cenazeye gitmesine engel olduğunu, çevresine huzursuzluk verdiğini, psikolojik sorunlarını kabul etmeyerek tedaviden kaçındığını, evde yemek yapmaktan imtina ettiğini, aşırı derecede harcamalarda bulunduğunu, yılda 4-5 kez yurt dışına tatile giderek lüks harcamalar yaptığını, istekleri olmadığında psikolojik baskı ve tehditlerde bulunduğunu belirterek, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili dilekçelerinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, erkeğin kendi üzerine Çiçek Bujiteri San. Ltd. Şti. İsimli şirket sahibi olduğunu, İstanbul, Trabzon ve Ordu'da yaklaşık 10 tane şubesi olduğunu, dava açıldıktan sonra kendisine ve müşterek çocuğa ekonomik destek vermeyi kestiğini, iddiaların asılsız olduğunu, sunulan hakaret mesajlarının bir kısmının kendisine ait olmadığını, bir kısmının ise psikolojik baskı altında söylenmiş sitemlerden ibaret olduğunu, içeriğinde hakaret olmadığını, yüzünü tırmalama olayının da erkeğin kendisini tartakladığı sırada olduğunu, erkeğin, eşe ve doğumdan sonra çocuğuna sahip çıkmadığını, 2-3 ay boyunca Trabzon'a gidip ortak konuta gelmediğini, Trabzon'daki evde eşine ait tüm fotoğrafları kaldırdığını, eşine psikolojik şiddet uyguladığını, doğum sürecinde destek olmadığını, çocuğun sağlık sorunlarıyla ilgilenmediğini, sebepsiz tartışma çıkartıp konutu terk ettiğini, hakaretlerde bulunduğunu, ev eşyalarına zarar verdiğini, çocuklar arasında ayrım yaptığını, eski eşi ile sadakate aykırı görüştüğünü, ameliyat olduğu dönemde yanında olmadığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, velâyetin anneye bırakılmasına, çocuk yararına ÜFE oranında artırım kaydı ile 20.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına karşı piç, şeytan, anaları gibi şeytan diyerek hakaret ettiği, yavşak, gerizekalı, s.k. kafalı gibi sözlerle küfür ve hakaretlerde bulunduğu, yüzünü tırmalayarak fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise, kadına karşı doğum süresince destek olmadığı, kadının boşanmaya sebep olan olaylarda da erkeğe nispeten daha fazla kusurlu bulunduğu, bu haliyle, yoksulluk nafakası ve tazminat talebine dair yasal koşulların oluşmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk için 3.000,00 TL tedbir ve 3.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 6.000,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine
karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının değerlendirilmelerinin hatalı olduğunu, tanıkların tümüyle yalan beyanda bulunduklarını, bir kısım tanıklarca çocuklarla kadın arasındaki ilişkinin iyimser olduğunun kanıtlandığını, hakaret ettiğine yönelik değerlendirmelerin tümüyle hatalı olduğunu, tanıkların fiziksel şiddet olayını doğrudan görmediklerini, erkeğin çocuğa ve eşe sahip çıkmadığını, eşinden ayrı şekilde Trabzon'da yaşadığını, fiili olarak birlikte hayat kurma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, erkeğin tam ve ağır kusurlu olduğunu, doğum süresinde kadına destek olmadığını, yalnız bıraktığını, çocuklar arasında ayrımcılık yaptığını, ameliyat olduğu dönemde yanında olmadığını, ilgilenmediğini, kadının boşanmakta yoksulluğa düştüğünü, hiçbir kazancı olmadığını, tarafların ekonomik sosyal durumuna göre tedbir nafakasının düşük olarak takdir edildiğini, tazminatların reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci altbendi gereğince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve kadın ve çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci, 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.