Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9312 E. 2023/52 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların kusur oranlarını belirlerken tanık beyanları ve sunulan delilleri değerlendirerek erkeğe ağır, kadına hafif kusur yüklemesi doğru bulunarak, hükmedilen tazminat miktarında da bir isabetsizlik görülmediğinden, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten sonra yurt dışında yaşadıklarını, birikimleri ile Türkiye'de bir çok taşınmaz aldıklarını, taşınmazların davacının izin alamaması nedeni ile davalı üzerine kayıt edildiğini, davalının evlilik birliği içinde birden çok sadakatsizlik yaptığını, davacının erkeğin telefonuna gelen mesaj ile davalı erkeğin başka kadınla ilişkisi olduğunu öğrendiğini, davalının 01.08.2013 tarihinde başka kadın için evi terk etmesi nedeni ile ayrı yaşadıklarını, erkeğin ayrı yaşama sonrasında eşinin ve çocuklarının ihtiyaçları ile ilgilenmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata, Türkiye'de edinilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacının sürekli davalıyı eleştirdiğini, beğenmediğini, yatakları ayırdığını, aşırı kıskanç olduğunu beyanla davacının kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadının maddî taleplerinin reddine, mal varlığına müvekkilinin katkısının fazla olduğu dikkate alınarak tasfiyeye karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka kadınlarla evlilik birliği içinde sadakat yükümülüğüne aykırı davrandığı, yaşanan kavga sonrası ortak konutu terk edip dönmediği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, vakıaların dava tarihinden çok önce olan olaylar olduğunu tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının kusurlarının ispatlandığını, tazminat şartlarının oluşmadığını ve fahiş olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve davacı kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen kusurların somut, görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ve sunulan tüm delillerle kanıtlandığı, bu kusurların erkeğe yüklenmesinin isabetli olduğu ancak tanık anlatımlarına göre kadının erkeğe psikolojik baskı uyguladığı ve erkeği eleştirdiğine ilişkin vakıaların kanıtlanmış olup bu kusurların kadına yüklenmemesinin isabetli görülmediği, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, erkeğin tam kusurlu bulunduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın kusur gerekçesi düzeltilerek boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise hafif derecede kusurlu bulunduğunun tespitine, erkeğin yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve davacı kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık davacı kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminatların kabulü konusunda şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.