Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9311 E. 2023/576 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, maddi ve manevi tazminat miktarı, çocuklar için iştirak nafakası miktarı ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları, çocukların ihtiyaçları ve kadının asgari ücretle çalışıyor olmasının yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek, maddi tazminat, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş, diğer yönlerden ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkilini rencide ettiğini ve ahlaksızlıkla suçladığını, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 400.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 4.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, çocuklar için aylık ayrı ayrı 2.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- davalı kadın vekili süresinde sunduğu cevaba cevap dilekçesinde ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin başka kadınlarla internet ortamında sohbet ettiğini iddia etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili süresinde sunduğu asıl davaya cevap dilekçesinde; davacı kadının sürekli evi terk ettiğini, herhangi darp cebir izi olmadığı halde kendisine rapor aldığını, müvekkiline karşı "sen erkek misin, şerefsiz " gibi sözlerle hakaret ettiğini iddia ederek ve savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının evlilik birliğinin devamı için gerekli olarak yükümlülükleri yerine getirmediğini, müşterek haneyi sürekli terk etmeyi alışkanlık hale getirdiğini, müvekkiline karşı hakaret ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, 150.000,00 TL maddî ve 450.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- davacı erkeğin davacı-davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadın eş ve ortak çocuklar ile maddî ve manevî olarak ilgilenmediği, birlik giderlerini karşılamadığı; davacı-davalı kadının ise davalı-davacı erkeğe "sen erkek misin, köpek vs. gibi " sözler ile hakaret ettiği, erkek eşin eşyalarını kapı önüne koyduğu belirtilerek erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir nafakası ile aylık ayrı ayrı 400,00 TL iştirak nafakasına; kadın eşin çalıştığı, sürekli ve düzenli bir gelirinin olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadın yararına 400,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 24.04.2018 tarihi itibarıyla kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine; kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; erkeğin tanık beyanlarına göre müvekkiline isnat edilen hiçbir kusurun ispat edilemediğini, erkeğin annesinin beyanlarının yanlı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğu, kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulünün doğru olmadığını, tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarlarının az olduğunu, müvekkili lehine nafaka hükmolunmamasının doğru olmadığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarları, reddedilen nafaka talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili; müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulünün doğru olmadığını, kadının çalıştığını, dava tarihinden itibaren kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığını, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, tazminatların ve iştirak nafakalarının fazla olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kendisinin reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası, ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakaları ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin dilekçelerinde açıkça dayanmadığı "eşinin eşyasını kapı önüne koyduğu" vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, ancak kadının diğer kusurlarının sabit olduğu belirtilerek kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiş; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları ile kusur dereceleri, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak kadın yararına hükmolunan tazminatların az olduğu gerekçesiyle kadının tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı tazminatlar yönünden kaldırılarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş; ortak çocuklar yararına hükmolunan nafaka miktarlarının yerinde olduğu belirtilerek kadının diğer istinaf talepleri ile erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarları, reddedilen nafaka talepleri yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakalarının miktarları, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, 58 inci maddesi; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.12.2014 tarih ve 2013/3-1364 Esas, 2014/1082 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki (2), (3) ve (4) nolu paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Zeyd'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

4.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-davalı kadının asgari ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır. Asgari ücret seviyesindeki gelir, kişiyi yoksulluktan kurtarmaz (YHGK, 2013/3-1364 E., 2014/1082 K.) Davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanunu'nun 175 inci maddesi gereği yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat ve iştirak nafakası miktarları ile yoksulluk nafakası yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı-davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.