Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9315 E. 2023/577 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eylemli ayrılığa dayalı boşanma davasında, boşanma şartlarının oluşup oluşmadığı, süresinde cevap dilekçesi vermeyen tarafın karşı delil sunma hakkının bulunup bulunmadığı ve tedbir nafakası miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının süresinde cevap dilekçesi vermemiş olsa dahi karşı delil sunma hakkının bulunduğu, ancak sunulan delillerin eylemli ayrılığın kesintiye uğradığını ispatlayamadığı ve tedbir nafakası miktarının takdirinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin boşanmaya ve tedbir nafakasına hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... 6. Aile Mahkemesinde açtığı boşanma davasının reddedildiğini, kararın kesinleştiği 08.09.2015 tarihinden itibaren tarafların bir araya gelmediğini iddia ederek eylemli ayrılık nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı kadına 08.01.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kadın vekili süresinden sonra 13.06.2019 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde; davanın şartlarının oluşmadığını, ilk boşanma davasının reddinden sonra müşterek hanede barışarak tarafların birlikte yaşadıklarını, bir müddet evliliğin devam ettiğini, daha sonra davacı erkeğin kendi adresi olarak bildirdiği ... adresinde başka bir kadınla yeniden birlikte yaşamaya başladığını iddia ederek ve savunarak davanın reddine, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir/ yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin köylüsü ve komşusu olduğunu beyan eden tanıklarının tarafların 3-4 yıldır bir araya geldiklerini görmediklerine dair beyanlarının mevcut olduğu, ancak tarafların ortak çocuğunun görgüye dayalı beyanından tarafların sık sık görüşerek bir araya geldikleri, aynı evde dahi kaldıkları, davacı erkeğin oğluna ''ne ondan vazgeçebiliyorum, ne annenden vazgeçebiliyorum'' şeklindeki beyanlarda bulunduğu belirtilerek taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğu, eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı dava koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili; davanın reddinin doğru olmadığını, kadının süresinde cevap dilekçesi vermediğini, müvekkilinin tanıklarının beyanlarına göre tarafların ilk davanın reddinin kesinleşmesinden sonra bir araya gelmediklerinin sabit olduğunu, davalı kadının tanığının beyanlarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının süresinde cevap dilekçesi vermediği, buna göre davalı kadının tanığının dinlenilmesinin dosya kapsamına ve usulüne uygun olmadığı, beyanın hükme esas alınmasının hatalı olduğu, bu tanığın tarafların görüştüklerini, aynı evde de kaldıklarını ifade etse dahi samimiyet durumunu bilmediğini beyan ettiği, tarafların evlilik birliğinin devamı için bir araya gelmedikleri, eylemli ayrılık sebebine dayalı davanın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davacı erkeğin istinaf başvurusunun kabulüne, boşanmaya sebep olan olaylarda halen başka bir kadınla yaşadığını ikrar eden davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, reddedilen davasında da bu durumun kesinleştiği, davalı kadının ise kusursuz olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının süresinde olmayan yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; cevap dilekçesi süresinde olmasa bile davacı tarafın iddialarının inkar edilmesi kapsamında savunmalarını ispat için karşı delil sunma haklarının olduğunu, müvekkilinin dinletilen tanığının beyanına göre hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, bu tanığın beyanı ile fiili ayrılığın gerçekleşmediğinin ortaya konduğunu, eylemli ayrılık sebebiyle dava açılabilmesi için 3 yıllık ayrılık süresinin kesintisiz olması gerektiğini, tarafların kesintisiz olarak üç yıldır ayrı olmadıklarını, ortak hayatın bir süre de olsa kurulduğunu, davanın reddi gerektiğini, tedbir nafakasının az olduğunu belirterek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın kabulü ve tedbir nafakası miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; eylemli ayrılık sebebiyle açılan boşanma davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, süresinde cevap dilekçesi sunmayan tarafında karşı ispat anlamında delil gösterme hakkının bulunup bulunmadığı, tedbir nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 141 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.