Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9319 E. 2023/255 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken tarafların ikinci çocuğunun dünyaya gelmesi nedeniyle, davacı erkeğin daha önce ileri sürdüğü kusur iddialarının af kapsamında kalıp kalmadığı ve boşanma davasının reddedilmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılama sırasında tarafların ikinci çocuğunun dünyaya gelmesi ve davacı tarafından boşanma sebebi olarak ileri sürülen kusurların dava tarihi ile çocuk doğum tarihi arasında meydana gelmiş olması, bu kusurların af ve hoşgörü kapsamında kaldığının kabulü gerektiği değerlendirilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının, davacı erkeğe ilgisiz ve soğuk davranmaya başladığını, hakaret ve küfürler ettiğini, ev işleriyle ilgilenmediğini, eşine kötü muamelede bulunduğunu, öldürmekle tehdit ettiğini, uyuşturucu suçundan sabıkası bulunduğunu evlilik öncesini gizlediğini, ailesinin de uyuşturucu madde kullandığını, sürekli ailesinin yanında kalmayı istediğini, yalan söylediğini, evi terk ettiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı yasal süresinde cevap dilekçesi vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının eşine sürekli kötü davrandığı, azarladığı, bağırdığı, sevmediğini ve ...'da yaşamak istemediğini söylediği, sürekli ortak konutu terk edip ailesinin yanına gittiği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, davacı erkek yararına yasal faiziyle 1.000,00 TL maddî ve 2.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının yaşam tarzı ve kusurları nedeniyle velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın velâyet yönünden kaldırılarak velâyetin babaya verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davadan sonra tarafların barışarak bir araya gelerek karı-koca hayatı yaşadıklarını, bir çocuklarının daha olduğunu, kadının duruşmalara katılmasının engellendiğini, olayların af veya hoşgörü kapsamında kaldığını belirterek karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının istinaf taleplerinin esastan reddine, davalının istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın tümden kaldırılmasına, tarafların nüfus kayıtlarına göre yargılama sırasında 22.12.2020 doğumlu ortak ikinci çocukları ...’in dünyaya geldiği, ortak çocuğun doğum tarihine göre de tarafların dava sürecinde bir araya geldikleri ve evlilik birliğini sürdürdükleri, davacı tarafından öne sürülen iddia ve olayların af ve hoşgörü kapsamında kaldığı, mahkemece erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği halde, af ve hoşgörü kapsamında olan olaylar nazara alınıp kadına kusur yüklenerek yasal koşulları gerçekleşmeyen davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin usul ve esas yönlerinden hatalı olduğu gerekçesiyle davacının boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; boşanma davası devam ederken davalının çocuğunun dünyaya gelmesinin müvekkilinin davalıyı affettiği anlamına gelmediğini, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine karar vermesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yargılama devam ederken tarafların çocuğunun dünyaya gelmesinin dava tarihi ile çocuğun doğum tarihi dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurlar yönünden af kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.