Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9355 E. 2023/259 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, davalı erkeğin istinaf dilekçesinde davacı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden de istinaf talebinde bulunmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu yöndeki talebi inceleyip incelemediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davalı erkeğin, davacı kadının boşanma davasına yönelik istinaf talebini incelemeden eksik inceleme yaparak hüküm kurması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesine aykırı olduğu ve usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadın ve çocuklarla ilgilenmediğini, kadına hakaret ve küfür ettiğini, aşağıladığını, kadının ailesine de hakaret ve saygısızlık ettiğini, evin ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, son olayda kadının telefonunu kırdığını ve itekleyip yere düşürdüğünü, kadının çocukları ile birlikte ailesinin yanına sığındığını, yaşanan tüm olaylar neticesinde müvekkili açısından bu evliliğin sürdürülemez bir hal aldığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili lehine yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının evin günlük işlerini ihmal ettiğini, temizlik işlerini yapmadığını, kadının ailesiyle aynı binada oturduklarını, babasının evlilik birliğine sürekli müdahale ettiğini, kadının sürekli ailesinin bahçesinde ya da onların evinde bulunarak evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, hakaret ettiğini, aşağıladığını, son olayda şiddet uyguladığını, ortak çocukları da alıp ailesinin evine gittiğini belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurun davacı-karşı davalıdan kaynaklandığını,asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili lehine yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendikten sonra davacı-karşı davalının ailesi ile aynı apartmanda yaşamaya başladıkları, tarafların müşterek çocuklarına kadının annesinin baktığı, evin temizliğine ve yemeklerine yardım ettiği, erkeğin bir müddet sonra davacı-karşı davalının ailesi ile görüşmesini istemediği, aynı apartmanda oturmak istemediği, sürekli tartışma çıkardığı, eşine ve çocuklarına karşı aşırı sinirli ve agresif davranışlarda bulunduğu, tartışmalar sırasında kadının üzerine yürüdüğü, kavga ettiğinde çocuklarıyla da görüşmek istemediği, onlarla ilgilenmediği, ortak çocuklar yaramazlık yaptığında biz bunları dövmediğimiz için bunlar bu şekilde oldu diyerek şiddet yanlısı olduğunu beyan ettiği, çocuklarla ilgilenmesi istendiğinde erkek eşeğin sıpası olmaz diyerek çocukları ile ilgilenmediği, evi satıp başka bir eve çıkmak istediği, ancak müşterek çocuğun durumundan dolayı kadının bunu kabul etmediği, buna rağmen davacı-davalıya haber vermeden yan apartmanda bulunan yeni aldıkları daireyi satılığa çıkardığı, davalı- karşı davacının evi satamayınca davacı-karşı davalıya yeni alacağım hanım benim döşümün kılına mı gelecek diyerek tepki gösterdiği, davalı-karşı davacının bu söylemi ile evlilik birliğini bitirme kastını dile getirdiği, yine davalı-karşı davacının sinirlendiği zaman davacı-karşı davalıya bilmem neyini ne yaptığımın kızı diyerek küfür ettiği, ortak çocukları ile ilgilenmediği, davacı-karşı davalının maaş kartını alıp, davacı- karşı davalıya ekonomik şiddet uyguladığı, davalı- karşı davacının ağır kusurlu hareketleri sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı- karşı davalı tarafın atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası ve ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talepler ile davacı-karşı davalı kadının müşterek konutun tahsisi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müşterek konutun tahsisi talebinin reddi ile tazminatların ve nafakaların miktarlarına yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen ve gerçekleştiği anlaşılan kusurlu davranışların yanında, davacı-karşı davalı kadının da ailesinin evliliğe olan müdahalesine sessiz kaldığı, gerçekleşen bu duruma göre; boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin kadına nazaran daha ziyade kusurlu olduğu, erkeğin davası yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğunun kabulü gerekirken, dosya kapsamına aykırı gerekçelerle erkek tam kusurlu kabul edilerek açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ancak kadının davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden erkeğin davasının boşanma yönünden konusuz kaldığından erkeğin davasında boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin boşanma davasının reddine dair kısımlarının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesince her iki dava yönünden hükmedilen vekâlet ücreti aynı bentte düzenlenmiş olduğundan, infazda tereddüte neden olamamak için mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının A-11 inci bendinin tamamen kaldırılmasına, vekâlet ücreti hususunda düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına, ağır kusurlu olduğundan erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, mevcut ya da beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet kuralları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kadın lehine yasal faizi ile birlikte 60.000 TL maddî, 40.000 TL manevî tazminata, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakaların az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ortak çocuklardan Ahmet Kürşad için aylık 1.150,00 TL, Abdulhamid Taha için ise aylık 850,00 TL iştirak nafakasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının asıl boşanma davasının kabulü yönünden de istinaf kanun yoluna başvurduğu halde Bölge Adliye Mahkemesinin bu yönden inceleme yapmadığını ve Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde istinaf edilmediğinden asıl davada verilen boşanma hükmünün kesinleştiğini belirtmesinin hatalı olduğunu belirterek kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi ve velâyet düzenlenmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında davalı- karşı davacı erkeğin istinaf dilekçesinde davacı- karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf talebinde bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise Bölge Adliye Mahkemesince bu yöne ilişkin istinaf talebinin incelenip incelenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilere ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Yapılan incelemede, davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası da dahil olmak üzere istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmünü istinaf etmediğinden bahisle boşanma kararının kesinleştiği değerlendirmesi yapılarak davalı-karşı davacı erkeğin, kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinin incelenmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ayrıca hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak olan iş usulü kazanılmış hakların varlığıda gözetilmek suretiyle tarafların tüm istinaf istemleri yönünden inceleme yaparak bir karar vermekten ibarettir.Bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalı- karşı davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.