"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının evi terk etmesi üzerine ... Aile Mahkemesinde dava açtığını, davanın ret ile sonuçlandığını, 08.07.2015 tarihinde kesinleştiğini, davalı eşinin 2013 yılında açmış olduğu bu davadan önce ortak çocuğu da evde bırakarak evi terk ettiğini, davalının yılda bir veya iki kez çocuğu görmeye geldiğini, kızının tüm ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını, davalı ile 5-6 yıldır hiç bir şekilde iletişime geçemediğini iddia ederek eylemli ayrılık sebebiyle boşanmaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafça her ne kadar 2012 yılından bu yana evlilik birliğinin bitmiş olduğu ileri sürülmüş ise de tarafların kesinleşen boşanma davasından sonra bir araya geldiklerini, davalı müvekkilinin 2013 yılında işten geldiğinde, görümcesi ve kayınvalidesi tarafından eve alınmadığını, eşinin gelmesi ile eve girdiğini ancak görümcesi ve kayınvalidesi tarafından evden atıldığını, ortak çocuğun davacı tarafından çeşitli zamanlarda yatılı okula gönderildiğini, ortak çocuğa davacının ailesi tarafından kötü davranıldığını savunarak ve iddia ederek davanın reddine, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili, 14.10.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müvekkilin lehine aylık 1.000,00 TL tedbir -yoksulluk nafakası ile ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir- iştirak nafakasına ve müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında ... Aile Mahkemesinin 2013/927 Esas, 2014/229 Karar sayılı dosyası ile görülen boşanma davasında, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verildiği ve bu kararın 08.07.2015 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasında görülen ve ret kararı ile sonuçlanan boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri gerekçesiyle davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına; ortak çocuğun fiilen baba yanında kaldığı, babadan kaynaklanan velâyeti ihmale yönelik bir durumun da sosyal inceleme raporunda mevcut olmadığı, uzman raporunda da küçüğün yaklaşık 8 yıldır baba yanında kaldığı, annenin çocuğu alma girişiminde net ve somut bir girişiminin bulunmadığı gerekçesiyle ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına; davacı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmede kusurlu davranışlar sergilediği, eşini evden kovduğu, ayrı ev açmadığı ve ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığı; bu kusurlu davranışları dikkate alındığında boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek davalı kadın yararına 8.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunması için gerekli şartların oluşmadığı yine kadının çalıştığı ve aylık geliri bulunduğundan yoksulluğa düşme şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili; davanın reddi gerektiğini, önceki davanın reddi kararının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın tesisi amacıyla ev kiraladıklarını, her fırsatta bir araya geldiklerini, bir arada yaşadıklarını, tazminat miktarlarının az olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, kabul edilen tazminatlar sebebiyle vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek; davanın kabulü, tazminat miktarları, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri, velâyet ile tazminatlar sebebiyle vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının tedbir nafakası talebine yönelik istinaf talebinin kabulüne, davalı kadın yararına hükmolunan tazminatların az olduğu gerekçesiyle davalı kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının erkeğe denk düzeyde on bir yıldır düzenli ve sürekli geliri bulunduğu, yoksulluğa düşmeyeceği, boşanmanın eki niteliğindeki tazminatların kabulü veya reddi halinde ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik olmadığı da belirtilerek davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu ve Bölge Adliye Mahkemesince hükmolunan tazminat ve tedbir nafakası miktarlarının da az olduğunu, ortak çocuğun bir yıldır müvekkili yanında kaldığını belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle davanın kabulü, tazminat ve tedbir nafakası miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, velâyet ile tazminatlar sebebiyle vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık eylemli ayrılık sebebiyle açılan boşanma davasının kabulü için gerekli şartların bulunup bulunmadığı, tazminatların ve tedbir nafakası miktarlarının yeterli olup olmadığı, yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyetin eşlerden hangisine verilmesi gerektiği, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 182 inci maddesi, 336 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.