"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 15.09.2013 tarihinde evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadına ve kadının ailesine hakaret ettiğini, kadının ailesi ve arkadaşları ile görüşmesine izin vermediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aile arasında kalması gereken mahrem konuları başkaları ile paylaştığını, ortak konutu sık sık terk ettiğini, eşini tehdit ettiğini iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına her biri için aylık ayrı ayrı 4.000,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL yoksulluk nafakası, 400.000,00 TL maddî tazminat ve 600.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, aile arasında kalması gereken mahrem konuları başkaları ile paylaştığını, eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiğini, eşinin ailesine kötü davrandığını, psikolojik şiddet uyguladığını, eşini ortak konuttan kovduğunu, müsrif olduğunu, borçlandığını, eşine fiziksel şiddet uyguladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, öfkesini kontrol edemediği, kadına hakaret ettiği, kadının ise eşinin annesini ortak konuttan kovduğu, eşinin ailesine kötü davrandığı, kendi ailesinin her gün ortak konuta gelmesine ve evlilik birliğine müdahalede bulunmalarına müsaade ettiği, bu durumun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu bu durumda taraflar arasında ortak hayatı sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların fiilen anne yanında kaldıkları, yaşları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası cumartesi günü saat dokuz ile aynı haftanın pazar günü saat on altı arasında, her yıl sömestr tatilinin ilk haftası pazartesi günü saat dokuz ile aynı haftanın pazar günü saat on altı arasında, Ramazan Bayramı resmi tatilinin birinci günü saat on ile üçüncü günü saat on altı arasında, Kurban Bayramı resmi tatilinin üçüncü günü saat on ile dördüncü günü saat on altı arasında, temmuz ayının ilk günü saat on ile on beşinci günü saat on altı arasında, okullara ilk ve son bahar dönemlerinde verilen yıllık ara vermelerin ilk haftasının pazartesi günü saat dokuz ile aynı haftanın cumartesi günü saat on altı arasında gerek görmek gerekse de yanına almak suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocukların her biri yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 400,00'er TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00'er TL tedbir nafakası ve 1.000,00'er TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, kadının, endüstri mühendisi olduğu, yargılama sırasında işe başladığı, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kusur durumu, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının, ortak çocuklarla birlikte ortak konuttan ikamet ettiği, taşınmazın aile konutu olduğu ile ilgili çekişme olmadığı dikkate alınarak ortak konutun 4721 Sayılı Kanunu'nun 169 uncu maddesi gereği karar kesinleşinceye kadar kadına ve ortak çocuklara tahsisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesinde dayanılan vakaların ispatlandığı, erkeğin kusurlu davranışlarının kadın tarafından hiçbir zaman affedilmediği, ceza dosyalarının hükme esas alınması gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, bu sebeple yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur durumu ve erkeğin gelir durumu dikkate alındığında hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak konutun kadına ve ortak çocuklara tahsisi yönündeki kararın hatalı olduğu, kusur durumu ve tarafların gelir durumu bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminatların ve nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, ortak çocuklarla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin de az olduğu belirtilerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet, kişisel ilişki ve ortak konutun kadına tahsisi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine ve dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi, kusur tespiti ve her iki davanın kabul gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, tarafların sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat takdirinin doğru olduğu, ayrıca takdir edilen miktarların fahiş olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olması sebebiyle erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemelerinin de doğru olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet, kişisel ilişki ve ortak konutun kadına tahsisi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci madde, 323 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 ve devam maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu maddesinin 3 üncü bendi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevi tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümlerinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyanınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat, manevî tazminat, iştirak nafakasının miktarları yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminat, manevî tazminat miktarı ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacı-karşı davalıya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.