"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davası ile ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin müvekkiline bir çok defa manevî anlamda travma yaratacak şekilde küfür ve hakaret ettiğini, sevgi göstermediğini, müvekkiline karşı ekonomik şiddet uyguladığını, davalı erkeğin herhangi bir geçim veya iş arama noktasında kararlılık göstermediğini ve aile birliğini düşünecek şekilde davranmadığını, bıçakla tehdit ettiğini, birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığını, kovduğunu, davalı erkeğin ailesi evde altlı üstlü oturdukları için yeme ve içme konularında ve diğer özel durumlarda sanki bir bütünmüş gibi hayat sürdürmeye çalıştıklarını, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını müvekkilinin evliliğin süreci boyunca maddî destekten yoksun kaldığını iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, aylık olarak 900,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini; ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün değilse bedelinin ödenmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar yanında sürekli erkeğin ailesine el öpmeye gidildiğini, kendi ailesinin yok sayıldığını; erkeğin ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, cinsel birlikteliğin psikolojik sebeplerle gerçekleştirilemediğini ve erkeğin tedaviden kaçındığını iddia etmiş ve boşanmanın fer'ilerine yönelik taleplerini yinelemiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; davacı kadının müvekkiline hakaret ettiğini, bir kaç gün baba evinde kalıp sonra evine döndüğünü, bu günden sonra yemek yapmadığını, hiçbir iş ve temizlik yapmadığını, misafir kabul etmediğini, misafirliğe gelenlere de hizmet etmeyen bir eş olduğunu, müvekkilini gerek kendi ailesine gerekse müvekkilinin anne babasına sürekli şikâyet ettiğini, başkasının yanında müvekkiline tokat attığını, davacı kadının aşırı korkusu nedeniyle cinsel ilişkiye girilemediğini, evi terkettiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin davacı-karşı davalı kadının kolunu sertçe tutarak ve üzerine bıçakla yürüyerek şiddet uyguladığı, çalışmadığı için evin iaşesini karşılamadığı, evin giderlerine katılmayarak ekonomik şiddet uyguladığı, evden kovarak ailesinin evine bıraktığı, kendi ailesi ile birlikte yemek yemeye zorladığı; davacı karşı davalı kadının da eşine tokat attığı ve adam değilsin dediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası ile boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 375,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 22.000,00 TL manevî tazminata, erkek yararına 1.000,00, TL manevî tazminata; kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı- karşı davacı kadın vekili; erkeğin boşanma davasının kabulü ile kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, ziynet alacağı davasında kurulan hükmün hatalı olduğunu, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin de hatalı olarak hüküm altına alındığını belirterek; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları, erkek yararına hükmolunan manevî tazminat, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, asıl sorunun kadının cinsel ilişkiden kaçınması olduğunu, kadının evi terk ettiğini, kadının kusurlu olduğunu, nafakaların yüksek olduğunu, kadının çalıştığını ve geliri olduğunu, nafakalara hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tazminatların ve nafakaların fahiş olduğunu, müvekkiline verilen manevî tazminatın az olduğunu, kadının tazminat taleplerinin ve ziynet alacağı davasının reddi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile manevî tazminat miktarı ile ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden ve özellikle yargılama aşamasında dinlenen tanık ... ve ...'nın beyanlarından, erkeğe kusur olarak yüklenen eylemlerden sonra kadının evine döndüğü ve 8-10 gün burada kaldıktan sonra ailesini arayarak beni buradan alın diyerek abisi tarafından babası evine getirildiği, eşinin yanına döndüğü tarihe kadar olan olayların affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerektiği, bu tarihten sonra da taraflara kusur olarak yüklenecek bir eylem iddia edilmediği gibi ispat da edilemediği, her iki tarafın da kusursuz olduğu belirtilerek tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf talepleri kabul edilmiş ve kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiş; gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin davasının reddi gerektiği ancak ilk derece mahkemesince kadının davası yönünden verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiği gerekçesiyle kadının erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalı - karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başlangıçtaki haklılık durumuna göre düzenlenmesine karar verilmiş; tarafların kusursuz olduğu gerekçesi ile erkeğin kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminata, kadının ise erkek yararına hükmolunan manevî tazminata yönelik istinaf talepleri kabul edilerek tarafların tazminat talepleri reddedilmiş; nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağından yoksulluk nafakasının takdirinde bir isabetsizlik görülmediği belirtilmiş, somut olayda irat şeklinde ödeme tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alındığında 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin amacına uygun olmadığı gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüyle kadın yararına 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş; kadının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebi kabul edilerek faiz başlangıç tarihinin düzeltilmesine karar verilmiş tarafların sair istinaf talepleri reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, erkeğin tanıklarının beyanlarının olduğunu ve çelişkili olduğuna ve dikkate alınmaması gerektiğini, delillerin objektif olarak değerlendirilmediğini, kararın gerekçelendirilmediğini, kısa süreli birlikteliğin af sayılamayacağını, hatalı ve eksik inceleme yapıldığını, erkeğin kusurlarının sabit olduğunu, tazminat taleplerinin reddinin ve yoksulluk nafakasına irat olarak hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, manevî tazminat talebinin reddinin doğru olmadığını, kadının kusurlu olduğunu, kadının çalışması sebebiyle tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin ekonomik durumunun kadına göre düşük olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve nafakalar yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.