Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9479 E. 2023/269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi, manevi tazminat talebi, maddi tazminat ve nafaka miktarlarının yeterliliği ve ziynet eşyası davasının kabul edilip edilmemesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin davacı kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığının sabit olması ve bu hususların manevi tazminat koşullarını oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkemenin kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkeme Kararının kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava, davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçelerinde; davalı erkeğin babasının evliliklerine müdahalesine sessiz kaldığını, tehdit edildiğini, bir başkası ile birlikte olduğumu söyleyerek kendisine iftira attıklarını, psikolojik, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladıklarını, baskı sonucu bebeğinin düştüğünü, evden kovulduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ziynet eşyalarının iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı kadının ilgisiz ve soğuk davrandığını, ortak kararla babasının evine taşındıklarını, kadının ailesinin ...'a taşınmaları konusunda baskı yaptıklarını, bayramlaşmak için ...'a gittikten sonra sebepsiz yere evine dönmediğini, ziynet eşyalarının davacı kadında olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarih ve 2017/625 Esas -2019/336 Karar sayılı kararı ile boşanma davasının kabulüne, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 7.500,00 TL maddî tazminata, manevî tazminat talebinin reddine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili kusur belirlemesi, lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı, manevî tazminat talebinin reddi, ziynet ve ev eşyalarının reddi; davalı vekili ise kusur belirlemesi, aleyhine verilen nafaka, maddî tazminat ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 26.11.2020 tarih ve 2019/3014 Esas -2020/289 Karar sayılı kararı ile cevap dilekçesinin davacı kadına tebliğ edilmediği gerekçesiyle istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen kısımlar hariç olmak üzere kararın kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek, kaldırılmasına karar verilen tüm yönlerle ilgili yeniden bir karar verilmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bağımsız konut temin etmeyen ve evlilik birliğini ailesinin müdahalesine açık hale getiren davalı erkeğin tamamen kusurlu, davacı kadının ise kusursuz olduğu, somut olayda davacı kadının yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, ev hanımı olup çalışmadığı ve anne ve babası ile ikamet ettiği, oturduğu eve aylık 270 TL kira verildiği, davalının ise tekstil fabrikasında çalıştığı, asgari ücret düzeyinde geliri olduğu, kendisinin kira ödemediği, davacı kadının boşanmaya yol açan olaylarda daha ağır kusurlu olmadığı, davacı kadının kadın boşanma ile yoksulluğa düştüğü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları koşullarının oluştuğu, ziynet alacağı davasında ise davacının ziynet eşyalarının evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, ya da evde kaldığını ispat edemediği gerekçesiyle istinaf edilmeyerek kesinleşen boşanma yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, manevî tazminat talebinin reddine, 15.00,00 TL maddî tazminata, ziynet eşyaların iadesi davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminatın miktarı, nafakaların miktarı, ziynet ve eşya talebinin reddi ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın az olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminata yönelik bölümünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların yanında ayrıca davalı erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadının bebeğini düşürmesine sebep olduğunu, aşağıladığını, davacı kadın yararına manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, maddî tazminat ve nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu, ziynet alacağı davasının kabulü gerektiği bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ziynet alacağı davasının reddi, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat ve nafaka miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun hangi tarafta olduğu, manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarının miktarlarının yeterli olup olmadığı, ziynet eşyası davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesi, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Mahkemece kabul edilen ve erkeğe yüklenen kusurlu davranışların yanında davalı erkeğin davacı kadının telefonunu elinden almak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı ve davacı kadını evden kovduğu da sabit olup bu kusurların davalı erkeğe yüklenmesi gerekirken hatalı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

4.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan yönleriyle 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.