"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îrine karar verilmiştir..
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline sürekle şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aldattığını, aşağıladığını, müşterek çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, aynı binada yaşayan kök ailesinin sözü ile hakaret ettiğini, ailesinin de sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını, son olarak 16.03.2021 tarihinde kadını ve çocukları dövdüğünü, kadının üzerine kapıyı kilitleyip telefonuna el koyduğunu, evlilik birliğinin temelden sarsıldığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetin anneye verilmesini, kadın yararna aylık 750,00 TL, her bir müşterek çocuk yararına 1.250,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanmak istemediğini, kadının çocuğun tedavi süreci ile ilgilenmediğini, kadının, erkeğe ve ailesine saygısız davrandığını, 15.03.2021 tarihinde yaşanan tartışmada müvekkiline defol git, eve gelme, salak dediğini, aşağılayıp kötü davrandığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, gece geç saatlerde telefon ile mesajlaştığını, aşağılayıp tehdit ettiğini, geç kalktığını, ev işleri ile ilgilenmediğini, zorla evlendiğini, istemediğini söylediğini, çok ağır hakaret ve küfürler ettiğini belirterek kadının kusurlu olduğunu, davasının reddine karar verilmesini aksi takdirde çocukların velâyetinin babaya verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, aşağılayıcı sözler söyleyerek psikolojik şiddet kapsamına giren duygusal şiddet uyguladığı, ekonomik anlamda ve ailesi üzerinden aşağıladığı, kadına sinkaflı küfürler ettiği, erkeğin kök ailesi ile aynı apartmanda ortak konut tahsis ederek kadına karşı manevî bağımsızlığı bulunan konut sağlamadığı, fiziksel şiddet uyguladığı; kadınında, davalı erkeğe onu istemediğine ilişkin söylemlerde bulunarak duygusal şiddet uyguladığı, evi terk etmekle erkeği tehdit ederek kocasına karşı psikolojik şiddet uyguladığı, son ayrılıkta kadının evi terk ederek birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, belirlenen kusurlara göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, velâyetin babaya bırakılmasına, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 17.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davalının tam kusurlu olduğunu, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu kararın kaldırılmasına, velâyet düzenlemesi kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ile kusur belirlemesinin hatalı olduğu, müvekkilinin aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka yönünden kararın kaldırılması gerektiğini belirterek hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu kararın kaldırılmasına, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, delillerin toplanılması ve değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ve boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitirecek olması, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin istinaf itirazlarının kısmen kabulüne, hükmün bu kısmının kaldırılmasına, bu konuda yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise sair yönlere ilişkin istinaf istemlerinin esatan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; çocuklarının yaşı gereği annenin desteğine ihtiyaç duyacağı çağda olduklarını bu nedenle velâyetin anneye verilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının da az olduğunu bu nedenle verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın velâyet düzenlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kabul anlamına gelmemekle birlikte affedilen en azından hoş görülen eski olayların kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığını, kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşmadığı ve miktarlarının yüksek olduğu bu nedenle verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar ile miktarlarının yeterli olup olmadığı ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi ile 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi, 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır.4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde yer alan "hakkaniyet ilkesi" ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2. Davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyizine konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.