"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; eşi ile aralarında geçimsizlik olduğunu, 4 aydır çocuklarını göstermediğini iddia ederek ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilerek, anne ile kişisel ilişki kurulmasını, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının iddialarının asılsız olduğunu, davacı-karşı davalı kadının müvekkilin ailesini istemediğini, evden kovduğunu, sürekli kendi ailesinin yanına gitmek istediğini, müvekkilini toplum içerisinde küçük düşürecek hal ve hareketlerinin olduğunu, bu nedenle psikolojik sorunlar yaşadığını, bunun neticesinde müvekkilinin kendisini av tüfeği ile vurarak intahara teşebbüs ettiğini, çok fazla kan kaybetmesi neticesinde iki elinin ve ayağının kesildiğini, bu durumu gören davacı karşı davalı kadının müvekkili hastanede yatarken evdeki altın ve bir miktar parayı alarak ailesine verdiğini, sonrasında da evi terk ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin babaya verilmesini ve çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına aylık 1.000,00 tedbir-yoksulluk, 23.000,00 maddî, 50.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadının eşine ve eşinin ailesine kötü davrandığı, huzursuzluk çıkardığı, davalı-karşı davacı erkeğin ise kusurunun ispatlamadığı gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı kadının tamamen kusurlu olduğu belirtilerek, davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, tarafların ortak çocukların fiilen babanın yanında kaldığı ve sosyal inceleme raporunda velâyetlerin babaya verilmesi gerektiği şeklinde görüş bildirildiği belirtilerek ortak çocuklar ... ile ...'in velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine ortak çocuklar için aylık 150,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakası takdirine, tarafların ekonomik durumu nazara alınarak tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelendiği ispat edilemediği gerekçesi ile maddî tazminat talebinin, kişilik haklarına saldırı ispat edilemediği gerekçesi ile manevî tazminat talebinin reddine, kusur durumu nazara alınarak davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı tarafın tanıklarının beyanlarının duyumun aktarımı olduğu, yönlendirme sonucu gerçek dışı beyanda bulundukları, tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağı, sosyal inceleme raporu alınırken müvekkil ve çocuklar ile görüşülmediği, çocukların yaşı itibari ile velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği, kendi tanıklarının görgüye dayalı beyanda bulunduğu, müvekkilinin iştirak nafakası ödeyecek ekonomik durumu olmadığı, müvekkili lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, asıl kusurlu olan tarafın davalı-karşı davacı erkek olması nedeni ile müvekkili yararına maddî ve manevî tazminata da hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, reddedilen davası, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen iştirak nafakası, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, değişen şartlara göre her zaman velâyete yönelik dava açılabileceği, babanın çocuklara yönelik olumsuz bir davranışının ispat edilemediği, uzman raporundaki tespitler ve üstün yararları gereği velâyete yönelik kararın da doğru olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar yararına hüküm altına alınana nafakalar ve davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.