Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9540 E. 2023/448 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise kusurun kimde olduğu ve hangi davanın kabulünün doğru olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık beyanları değerlendirildiğinde, davalı-davacı kadının evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılması ve hükmün kanuna uygun olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2592 E., 2022/2097 K.

DAVA TARİHİ : 04.09.2019 - 23.10.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nizip Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/28 E., 2021/314 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkek tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın tarafından açılan birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; tarafların ikinci evliliği olduğunu, kadının ilk evliliğinden olan oğlu ...'in ayrı yaşayacağı konusunda anlaştıklarını, erkeğin, ... askerden gelince iş bulana kadar taraflarla kalmasına izin verdiğini, ancak aralarında sorunların başladığını, erkeğin ...'i işe yerleştirdiğini, ...'in iki gün çalıştıktan sonra işi bıraktığını ve hiç çalışmayacağını söyleyerek tarafların evinde kalmaya başladığını, ...'in bu süreçte eve geç gelmeye, öğleye kadar yatmaya, uyandıktan sonra şehre gitmeye, annesini dinlememeye, eve sarhoş gelmeye başladığını, bir kavga olayına karışarak tutuklandığını, kadının görüşe eski eşi ile birlikte gittiğini, bu durumdan erkeğin rahatsız olduğunu, kadının eğer çocuğumu istemiyorsan bende durmam giderim dediğini, evi terk edip gittiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; erkeğin verdiği sözleri evlilik süresince tutmadığını, kendisinin kusuru olmadığını, oğlu ...'in evlilik süresinde zaten askerde olduğunu, çok kısa bir dönem kendileri ile birlikte kaldığını, ...'in davacıya son derece saygılı davrandığını, oğlunun davranışlarının boşanma nedeni olamayacağını, onu bahane ederek kendisine hakaret ettiğini, evden kovduğunu, eşyalarını evden gönderdiğini belirterek, erkeğin davasının reddini, kendi boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle kabulünü, kadın lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evliliğin devamı sırasında eşini ergin olan oğlu ile yaşamaya zorlayan, oğlu olmazsa kendisinin de gideceğini belirterek birlik yükümlülüklerini yerine getirmeyerek evi terk eden kadının, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tamamen kusurlu olduğunu belirterek, dinlenen tanık beyanlarıyla ve toplanan delillerle kadının belirlenen ve gerçekleşen kusurlarının sabit olduğu, buna karşın kadın tarafından erkeğe atfedilen kusurların ispatlanamadığı gerekçesi ile erkek tarafından açılan davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve kadın tarafından açılan birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik araştırma sonucu bir kanaate varıldığını, sadece davacı tarafın tanıklarının beyanlarını karara esas aldığını, beyanların duyuma dayalı olduğunu, oğlunun davranışlardan kadının sorumlu tutulmaması gerektiğini, erkeğin evlilik öncesinde vermiş olduğu sözleri tutmadığını, erkeğin kadını devamlı hor gördüğünü ve aşağılayıcı sözlerle hakaretlerde bulunduğunu belirterek, kendi açtığı davanın reddi ile erkeğin davasının kabulüne ve tamamen kusurlu olduğuna dair hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, davalı-davacı kadının tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına ve hükmün kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildi.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili; mahkemece sadece davacı-davalı tarafın tanıklarının beyanlarının karara esas alındığını ve bu tanıkları beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, mahkemenin anlaşmazlığı sadece kadının oğlunun askerden dönerek taraflara birlikte yaşamaya başladığı tarihi baz alarak değerlendirdiğini, önceki dönemlerde varolan problemlere dikkat etmediğini, oğlunun davranışlarından kadını sorumlu tutmanın hakkaniyetli olmayacağını, tanıkların beyanlarından erkeğin evliliklerinden önce şehir merkezinde yaşayacaklarını vadettiğini ancak kadını köyde yaşamaya zorladığını, çocuğunu benimsemediğini, kadın eşi devamlı hor gördüğünü, aşağılayıcı sözlerde ve hakaretlerde bulunduğunu, yüzüne karşı seni artık istemiyorum dediğini belirterek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulünün şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.