Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9560 E. 2023/249 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesinin uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumu, hakkaniyet ve paranın alım gücü gibi hususlar gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin nafakaya ve tazminata hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından yoksulluk ve iştirak nafakarının ve tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek vekili tarafından ise, eksik inceleme, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü bu yönlerden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından; iştirak ve yoksulluk nafakalarının ve tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise; eksik inceleme, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İlk Derece Mahkemesince, boşanma davasının kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm davalı erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekili ile davalı vekilinin, reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının bağımsız konut temin etmediğini, ailesinin evlilik biliğine müdahalesine engel olmadığını, müvekkiline şiddet uyguladığını ve hakaret ettiğini beyanla tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca boşanmalarına, olmadığı takdirde aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkili anneye verilmesine, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir/iştirak nafakasına ve müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının eş olmanın sorumluluk ve bilincini taşımadığını, asıl kusurlu olanın davacı kadın olduğunu, müvekkiline ve ailesine karşı sevgi göstermediğini, hakaret ettiğini, ev işleriyle ilgilenmediğini, aile içinde yaşanılanları üçüncü kişilere anlattığını, müvekkilinin de boşanmak istediğini beyanla tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı kadının diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, bağımsız konut temin etmeyen, kendi ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalan ve davacı kadına süregelen şekilde fiziksel şiddet uygulayan davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kavga sırasında erkeğe küfür ettiği davalı tanıklarınca beyan edilmiş ise de erkeğin de kadına aynı şekilde küfür ettiği ve yine kavgada erkeğin fiziksel şiddeti karşısında kadının bu eyleminin erkeğin haksız eylemine tepki niteliğinde olduğu değerlendirildiğinde kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma isteminin reddine, müşterek çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, davacı kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, velâyeti anneye verilen müşterek çocuk ... lehine aylık 250,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, davacı kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mahkemece hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının ve tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu beyanla yoksulluk ve iştirak nafakarının ve tazminatların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararda hükme esas alınan delillerde davacı tanıklarının beyanlarından başka bir unsur görülemediğini, kaldı ki bu tanıkların ya davacının akrabası (yeğen, kardeş vs.) ya da müvekkil ile davacının ortak çocukları olduğunu, bu tanıkların hepsinin mevzuata göre "Tanıklıktan çekinme hakkı" bulunan kişiler olduğunu, bunun da işbu tanıkların beyanlarına itibar edilmesini zorlaştırdığını, müvekkilinin de davacıdan boşanmak istediğini, ancak yapılan kusur tespitinin hatalı olduğunu, bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak aleyhine tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığını, miktarlarının hakkaniyete aykırı olacak derecede fahiş olduğunu, eksik inceleme, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya üzerinde yapılan incelemede, İlk Derece Mahkemesince, davalı erkeğin bağımsız konut temin etmemesi, kendi ailesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kalması ve davacı kadına süregelen şekilde fiziki şiddet uygulaması nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, yerel mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi ile müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk ve müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, yine tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, boşanmakla en azından davalı eşinin maddî desteğinden yoksun kalacağı anlaşılan ve davalının kusurlu davranışları neticesinde kişilik haklarının zedelenen kadın lehine hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat miktarlarının da az olduğu gerekçesiyle; davacı kadının istinaf talebinin "Yoksulluk ve iştirak nafakalarının ve tazminatların miktarları" yönünden kısmen kabulü ile bu yönlere ilişkin İlk Derece Mahkemesi hüküm fıkrasından ilgili bölümlerin kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle, davacı kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk yararına aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren ödenmek üzere davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davacı kadının fazlaya ilişkin nafaka ve tazminat istemlerinin reddine, davalı erkeğin tüm istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki talep ve beyanlarını tekrarla hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kendi tanıklarının beyanları dikkate alınmaksızın yalnızca davacı kadının tanıklarının beyanları dikkate alınarak karar verilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, buna yönelik istinaf taleplerinin Bölge Adliye Mahkemesince gerekçede hiçbir tartışmaya yer vermeksizin hukuka ve kanuna aykırı olarak esastan reddine karar verildiğini, bu hususun başlı başına bozma sebebi oluşturduğunu, İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararda hükme esas alınan delillerde davacı tanıklarının beyanlarından başka bir unsur görülemediğini, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, kadının davasının reddi gerektiğini, yapılan kusur tespitinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ispatlanan bir kusurunun bulunmadığını, bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak aleyhine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, miktarlarının hakkaniyete aykırı olacak derecede fahiş olduğunu, müvekkilin yalnızca maaşı ile geçinen birisi olduğunu beyanla; eksik inceleme, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, taraflarca gösterilen tanıkların beyanlarının hükme esas alınması konusunda mahkemece eksik inceleme yapılıp yapılmadığı, tanık beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği, kadın yararına somut olayda tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur oranlamasının ve yoksulluk/iştirak nafakaların miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 240 ıncı maddesi, 255 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Her iki taraf vekilinin diğer hususlara yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.