Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9563 E. 2023/112 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek hükmedilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle karar bu yönlerden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 2016 yılında davalı kadının açtığı boşanma davasının davadan feragati ile kesinleştiğini, sonrasında üç dört ay kadar beraber yaşadıklarını ancak davalı kadının çocukları arasında katlanılmaz derecede ayrım yapması, çocuklarının ve kendisinin aile hayatlarına aşırı müdahaleci tutumu, olumsuz müdahaleleri ile çocuklarının boşanmasına sebep olduğu ve çocukları ile aralarını açmaya çabaladığını, davacının boşanan gelinine yardım etmesini dahi sorun haline getirdiğini, maruz kaldığı bu duygusal ve sosyal şiddetler neticesinde, hayatta en değer verdiği torunları ve çocuklarının yuvasının yıkılmış olmasına bu denli kayıtsız kalan, bir arada kalmaları için gayret sarf edip, nasihat etmek bir yana, sebep olan bir eş ile daha fazla birarada yaşamak istemediği ve bu sebep ile müşterek haneden ayrıldığını, bir kaç gün sonra bir kısım eşyalarını almak istediğinde davalının kıyafetleri vermediği gibi asılsız iddialarla polis çağırarak davacı aleyhine uzaklaştırma kararı aldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Daval-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; aleyhe iddiaların doğru olmadığını, erkeğin daha önce açtığı boşanma davasından feragatinden sonra yeniden bir araya geldiklerini ancak bu süreçte de erkeğin sadakatsiz davranışlarının, fiziksel şiddetinin devam ettiğini, evi terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kişisel eşyalarını almaya geldiğinde hakaretler ile karısını boşayacağını söylediğini ve kapı açılmadığında da balkona taş atarak karısını tehdit ettiğini kusurun erkekte olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, reşit ve kısıtlı olup annesinin baktığı müşterek çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dinletmiş oldukları tanıkların beyanlarında tarafların evlilikleri içerisinde yaşanan sorunlar ve tarafların dilekçelerinde belirtmiş oldukları olaylar hakkında bilgiye sahip olmadıkları ve tarafların dosya mevcudiyetinde ileri sürdüğü iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle her iki davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iddialarının ispatlandığını ve davasının kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu belirterek davasının reddi yönünden kararı istinaf etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iddialarının ispatlandığını ve davasının kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu belirterek davasının reddi yönünden kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı sözlü şiddet uyguladığı, birlikte yaşamaktan kaçındığı ve tarafların tekrar bir araya gelmesinden sonra erkek hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/3141 sayılı soruşturma dosyası ile soruşturma yapıldığı, soruşturma kapsamında erkeğin verdiği ifade de ... isimli bir kadın ile ...'ya gittiği, beraber alkol aldıkları, otelde kalmak için girişimde bulunduklarını ifade edildiği, bu süreçte araba içinde çıkan tartışmada iddiaya göre erkeğin ...' yu kendisi ile birlikte olması için tehdit ettiği ve tartakladığı, olayın taraflarca farklı ifade edildiği görülmüş ise de ... ya beraber gidilip birlikte alkol alındığı konusunda ortak ifade verdikleri, soruşturma sonrasında da uzlaşma bürosuna sevk edilen dosyada tarafların uzlaştıkları anlaşıldığı ve bu hali ile erkeğin sadakatsiz davranışlar da bulunduğuna ilişkin iddianın da ispatlandığı, bu hali ile evlilik birliğinin erkeğin tam kusuru ile temelinden sarsıldığı ve kadının ispatlanan kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine ilişkin kararının kaldırılarak karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden başlayarak aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, reşit ve kısıtlı çocuk için usulünce açılmış bir nafaka davası olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tutum ve davranışlarıyla ailesinin parçalanmasına neden olan kadının tam kusurlu olduğunu, aleyhine yapılan kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, belirterek verilen kararı kusur belirlemesi, reddedilen davası, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının ve manevî tazminatın miktarının erkeğin kusurlarının ağırlığı, evlilik süresi ve erkeğin ekonomik sosyal durumu nedeniyle yetersiz olduğunu, çalışmadığını ve % 95 engelli kızlarına bakmak zorunda olduğunu belirterek kararı nafaka ve manevî tazminat miktarı yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi hükümleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının ...'ya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.