"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
3-Mahkeme kararında kadın lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren (16.06.2019) aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve yoksulluk nafakasının 21.04.2022 tarihinden itibaren aylık 5.000,00 TL’ye çıkarılmasına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 175 ... maddesi gereğince takdir edilen yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel hale gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 176 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre, tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Bir başka deyişle, boşanma kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının tarafların malî durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde sonradan açılacak dava ile artırılmasına, azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilmesi mümkündür. Bu itibarla, davalı-davacı kadın lehine boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, tarafların malî durumlarına göre uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken yoksulluk nafakası yönünden tarih
itibariyle kademeli şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeple İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (1.) bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile bozmanın kapsamı dışında kalan hükümlerin ONANMASINA, bozma sebebine göre tarafların yoksulluk nafakasının miktarına yönelik itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oy birliğiyle karar verildi . 27.12.2022 (Salı)