"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline evliliğin başından bu yana fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli tehdit ettiğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, sinirli olduğunu, öfke kontrol sorunu yaşadığını, ev eşyalarına zarar verdiğini, müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin 2014 yılında açtığı boşanma davasının reddedildiğini, erkeğin müşterek çocuk ...'u müvekkiline düşman ettiğini, tarafların üç yıldan fazladır ayrı yaşadıklarını beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 2005 doğumlu müşterek kız çocuğunun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; kadının açtığı ve reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonra tarafların bir araya gelmediklerini, kadının sık sık ortak konutu terk edip boşanma davaları açarak para talep ettiğini, sonrasında eve geri döndüğünü veya davalardan feragat ettiğini, ev içerisinde erkeğe ve çocuklara kötü davranarak şiddet uyguladığını, komşuları ile kavga edip çocuğu onları dövmeleri için yönlendirdiğini, bağırıp çağırdığını, eşyalara zarar verdiğini, eşine hakaretler ettiğini, aşağıladığını, çocuklar arasında ayrım yaptığını, çocuk ...'a sürekli baskı ve şiddet uyguladığını belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, müşterek çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, müvekkili yararına 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, agresif kişilikleri nedeniyle sürekli anlaşmazlıklar yaşayan tarafların birbirine hakaret ettikleri, tartıştıkları, karşılıklı olarak şiddette bulundukları, kadının sık sık boşanma davası açtığı, müşterek konutu terk ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, dosya kapsamı ve yaş durumu gözetilerek takdiren müşterek çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesine, baba ile arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için kararlaştırılan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası olarak devamına, kararın kesinleşmesi sonrasında da aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar aylık 750,00 TL olarak devamına, kadının sürekli ve düzenli geliri olmaması nedeniyle yoksulluğa düşeceğinden kararın kesinleşmesi sonrasında da aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, karşılıklı boşanma davalarının her iki taraf yararına kabulü nedeniyle maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından 2014 yılında açılan boşanma davası sonrasında tarafların bir araya gelmeleri nedeniyle, öncesinde yaşanan olaylar karşılıklı olarak af kapsamında kaldığından tanıkların öncesine dayalı ve soyut nitelikte bulunan beyanları nedeniyle ispatlanamayan vakıaların kusur belirlemesine esas alınamayacağı, bu nedenle mahkemece hükme esas alınarak taraflara yüklenen hakaret ve fiziksel şiddet vakıalarının isabetli görülmediği, ne var ki tarafların agresif yapıda oldukları, kadının müşterek konutu sık sık terk ederek boşanma davası açtığı, erkeğin ise kadına ekonomik şiddet uyguladığının ispatlandığı, bu haliyle boşanmaya neden olan olaylarda tarafların yine de eşit kusurlu bulundukları belirtilerek tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kusura ilişkin karar gerekçesinin taraflara yüklenen kusurların niteliği yönünden kısmen kabul ile; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, velayet yönünden çocuğun istek ve iradesinin yüksek yararına olduğu, diğer yönlerden de kararda isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek tarafların sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı -davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; velâyet düzenlemesi açısından idrak çağındaki ortak çocuğun dinlenmediğini, davacı -davalı kadının açtığı mal paylaşımı dosyasında kendisinin çalıştığını yazılı ifadesi ve tanık beyanlarıyla belirttiklerini beyanla, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık, kadının açtığı boşanma davasında boşanma kararı verilmesinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların kusurlu olup olmadığı, kusur oranlamasının yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, nafakaların, tazminatların ve kadın yararına hüküm altına alınan vekâlet ücretinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk:
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi ve 182. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi 327 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.