Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9586 E. 2023/564 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince asıl dava ve karşı davanın kabulüne, birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 ncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesi ile özetle; erkeğin annesinin erkek çocuğunu paylaşamama gibi duygularla baskı altına aldığını, kadının çalışmak istemesi üzerine erkeğin çalışmaması yönünde baskı yaptığını, ağır, incitici sözler ve tehdit içeren sözler söylendiğini, erkeğin gelirini aile birliğine yansıtmadığını, kendisinin lüks bir hayat yaşadığını, kullandığı arabanın ve yaptığı tatillerin olduğunu, eve sık sık gelmeyerek ailesini ihmal ettiğini, güven sarsıcı durumların yaşandığını, erkeğin sürekli annesinden para alması nedeniyle evlilik birliğini annesinin etkilediğini, birlikte tatile çıkmadıklarını, erkeğin annesi ile tatile çıktığını, az miktarda harçlık verdiğini, son 7 aydır sadece 1.500,00 TL para vererek evine hiç gelmediğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, kadın için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocukların her biri için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, kadının geçimsiz yapısı olduğunu, annesini kabullenmediğini, evinde ağırlamadığını, erkeğin annesine olan olağan duygusal bağını, ilgi ve sevgisini aşırı bulduğunu, görüşmesini istemediğini, kıskançlık gösterdiğini, torunlarından mahrum bıraktığını, hakaret ettiğini, kendi isteği ile çalışmadığını, çocukların bakımı ve beslenmesine gerekli özeni göstermediğini, ilgisiz davrandığını, yakın arkadaşlarından ve çocukların arkadaşlarının annelerinden erkeği kıskandığını, sağ parmağını büküp zedelenmesine neden olduğunu, cinsel birliktelikten kaçındığını, sıklıkla reddettiğini, çocukları babaya ve ailesine karşı doldurduğunu, psikolojik baskı uyguladığını, erkeğin sinkaflı sözler, şiddet ve hakarete maruz kaldığını, evden kovduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinnin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine aksi halde ortak velâyete hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eve kısıtlı para verdiğini, eşini yalnız bırakarak annesi ile tatillere gittiğini, bazen eve gelmediğini, bazen geç geldiğini, evden ayrılıp dönmediğini, kadının ise kayınvalideyi istemediğini, kıskançlık gösterdiğini belirterek boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuklar ve baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına hükmolunan tedbir nafakalarının 08.11.2019 tarihinden itibaren aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının 08.11.2019 tarihinden itibaren aylık 800,00 TL'ye yükseltilmesine, kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, birleşen davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine, kabul ve ret durumuna göre kadın lehine asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi nedeniyle, erkek lehine karşı davanın kabulü nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebi ile aleyhince hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, velâyet düzenlenmesi ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran daha fazla kusurlu bulunduğuna ilişkin mahkemece yapılan kusur belirlemesinde hata bulunmadığını, ancak erkekten kaynaklanan ve kadının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte kusurlu bir davranışın varlığının ispat edilmediğini, bu nedenle kadının yasal koşulları gerçekleşmeyen manevî tazminat talebinin reddinde hata edilmediğini, boşanma yüzünden evlilikten mevcut veya beklenen maddî menfaatleri zedelenen kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olduğunu, çalışan ve düzenli gelire sahip bulunan kadının boşanma kararı sonrasında yoksul duruma düşmeyeceğini, bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddinin isabetli olduğunu, müşterek çocukların velâyet ve kişisel ilişki düzenlemelerinin, toplanan delillere ve çocukların gözetilmesi gereken üstün yararlarına uygun olduğunu, erkeğin ortak velâyet talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, mahkemece kabulüne karar verilen dava ve karşı dava yönlerinden her iki taraf lehine, birleşen davada usulden red kararı verilmesi nedeniyle de kadın yararına ayrıca maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmediğini belirterek, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre hükmün usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının kişilik haklarının ihlal edildiğini, erkeğin ve annesinin her türlü psikolojik şiddetine maruz kaldığını, çalışmasına engel olunduğunu, haksızlıklara maruz kaldığını, sözleşmeli öğretmenlik yaptığını, asgari ücretin altında maaş aldığını belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebi ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; velâyet düzenlemesi ile ortak velâyete hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, çocukların yurt dışına kaçırılma tehlikesi bulunduğunu, maddî zarara ilişkin bir belge bulunmadığını, gerekçeli karardan mahkemenin neye istinaden maddî tazminata hükmettiğinin anlaşılamadığını, kadın yararına iki kez vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, velâyet düzenlenmesi ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, maddi tazminatın ve nafakaların miktarları ile çocukların velâyetinin düzenlenmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 inci, 330 uncu maddesi, 339 uncu maddesinin birinci fıkrası 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 353 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.