"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1665 E., 2022/972 K.
DAVA TARİHİ : 11.07.2017 - 24.11.2017
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/507 E., 2019/388 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 29.04.2016'da evlendiğini, sonradan eşinin evlilik öncesi kronik hastalığının, ağız ve göz içi yaralarının, döküntülerinin olduğunu öğrendiğini, eşinin kadınlık görevlerini yerine getiremediğini, evlenmeden önceki sevgilisinin resmini saklarken yakaladığını, bu durumu affetmesine rağmen eşinin eski sevgilisi ile görüşmeye devam ettiğini, kendisinin böbrek hastası olduğunu, 13 yıl diyalize girdiğini, iki kez böbrek nakli yapıldığını, %92 engelinin bulunduğunu, son olarak eşinin kendisi işte iken evi terk ettiğini, telefonlarına cevap vermediğini, davalının saygısızlığı, hastalığını gizlemesi, aldatması, yalan söylemesi, güvensizliği nedeniyle evliliğin devam edemeyeceğini belirterek, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı erkek vekili cevaba/karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; karşı davadaki iddiaların doğru olmadığını, eşinin çalışmak istemeyerek iş yerinde kendisini yüz üstü bıraktığını, eşi ve ailesinin kendisini aşağıladığını, tehdit ettiklerini, üzerilerine yürüdüklerini, karşı davanın reddi gerektiğini belirterek, müvekkili yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin hastalığını erkeğin bilerek evlendiğini, erkeğin birlik ve kocalık görevlerini yerine getirmediğini, bağımsız konut temin etmediğini, müvekkilinin kendine yatak odası almasına bile izin verilmediğini, erkeğin ve ailesinin hatta akrabalarının müvekkiline saygı göstermediklerini, hakaret ve küfür ettiklerini, küçük düşürdüklerini, müvekkilinin kendi ailesi ve akrabalarına karşı da olumsuz tutum ve davranışlar sergilediklerini, erkeğin ise ailesinin müdahalelerine ve ailesinin müvekkiline fiziksel şiddet uygulamalarına engel olmadığını, müvekkilinin kendi ailesi ile görüşmesini yasakladığını, aile içindeki bu huzursuzluk nedeniyle hastalığının nüksettiğini, hastaneye yatmak zorunda kaldığını, kayınvalidesinin "ben çocuk bakıyorum" diye hastalığı nedeniyle kendisini küçümsediğini, eşinin de "benim ailem bakmak zorunda değil, ailen baksın" dediğini, son olarak kayınvalidenin kişisel eşyalarını almasına izin vermediğinden müvekkilinin üzerindeki kıyafetlerle müşterek konuttan atıldığını, o tarihten bu yana ailesiyle yaşadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları ve mehir alacağının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının evlilikten önceki erkek arkadaşıyla telefonla görüşmeye devam ettiği, kimse yokken evden ayrıldığı, evlilikte erkeğin ailesiyle birlikte yaşadıkları, erkeğin annesinin kadının hastalığını sorun haline getirdiği, ev işi yapmasını beklediği, kadının ailesinin yanında erkeğin ailesinin söylediklerine erkeğin müdahale etmediği, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, mahkemenin 31.01.2018 ve 15.02.2018 tarihli ara kararları ile kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, hükümde ise kadın yararına aylık 200,00 TL yoksuluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ispatlanamayan ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi ve kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî-manevî tazminat taleplerinin ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davalı-karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi uyarınca davalı-karşı davacı kadın lehine toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği, tarafların diğer istinaf istemlerinin ise İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddinin gerektiği belirtilerek; erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulü ile davalı karşı davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere 10.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davalı-karşı davacı kadının sigortasız olarak çalıştığını, maddî olarak kendisinden daha iyi durumda olduğunu, kadın lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığını, kaldı ki müvekkilin %92 engelli olup çalışamaması ve engelli maaşı ile geçinmesi hususlarının mahkemece değerlendirilmediğini, kendisi yoksul olan müvekkilinin yoksulluk nafakasından sorumlu tutulamasının usûl ve yasaya aykırı olduğunu, bu durumun Yargıtay'ın emsal nitelikteki kararlarıyla da çeliştiğini, müvekkilin yaşadığı acıları ve travmayı karşılaması için tazminat taleplerinin reddi kararının da bozulması gerektiğini beyanla, kusur belirlemesi, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi ve kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.
C.GEREKÇE
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına tazminata hükmedilebilme ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi ve 176 ncı maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.