"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi gereğince, davacının istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sorunların erkeğin düğünde takılan nakit paraları alarak bir kısım şahsi borçlarını ödemesi ile başladığını, sonrasında da sürekli davalı ve ailesi tarafından para talepleriyle karşılaştığını, erkeğin annesinin tarafların evliliklerine müdahalelerde bulunduğunu, erkeğin bu durumda annesinden yana ve kadını aşağılar nitelikte hal ve hareketler sergilediğini, erkeğin annesinin taraflarla birlikte yaşadığını, erkeğin ekonomik konularda gerçeği söylemediğini, internet üzerinden mütemadiyen iddia oynadığını, erkeğin sürekli borçlandığını, sürekli olarak alkol de kullandığını, eve ve eşe karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, evden kovduğunu, ailesine sığındığını, çocuğa karşı hiç bir şekilde maddî manevî desteği de bulunmadığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmasına, velâyetin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına 50.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; evlilikten sonra davacının isteği ve dayatması ile kadının anne babasının ziyaretlerine her hafta sonu gitmeye başladıklarını, müşterek çocuk ... doğduktan sonra davacının yatağını ayırdığını, evliliğin gerektirdiği cinselliğin yaşanması, evin temizliği, diğer ev işleri dahil bir çok yükümlülüğünü davacı kadının yerine getirmediğini, kadının müşterek evi haftada bir gün kaldığı, yediği, içtiği otel gibi kullandığını, annesinin taraflar ile birlikte yaşadığını ancak oturdukları dairenin dubleks olduğunu, annesinin çatı piyes katta kaldığını, annesinin emekli olduğunu, emekli maaşı aldığını kimseye yük olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların yaşanan bir kısım olaylardan sonra 2017 yılında barıştıklarını, 2017 yılı sonrası için davacının iddialarının ispat edilemediğini, davacı kadın tarafından her ne kadar bağımsız bir konut temin edilmediği iddia edilmiş ise de; dinlenen taraf tanıklarının beyanlarından tarafların içinden bir merdivenle bağlanan dış kapıları, mutfak ve banyoları farklı bağımsız iki ayrı dairenin alt katında ikamet ettiklerinin, davalının annesinin ise üst katta ikamet ettiğinin, bu suretle bağımsız konut bulunmamasına ilişkin iddianın yerinde olmadığını gerekçesinde belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; erkeğin annesinin taraflarla birlikte yaşadığını ve sürekli olarak evlilik birliğine de müdahalelerde bulunduğunu, kadının eve dönmesinin zorunluluk olduğunu, af olarak kabulünün hatalı olduğunu bu nedenle hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ailesinin kadına sözlü baskı yaptığını, her ne kadar dış kapıları ayrı olsa da iç merdiven ile erkeğin annesinin oturduğu ev ile tarafların oturduğu evin bağlantılı olduğunu, tarafların manevî anlamda bağımsız bir konutları olduğundan bahsedilemeyeceğini belirterek erkeğin manevî anlamda bağımsız konut temin etmediğinden tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davacının istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, buna göre; davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve 800,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesini takip eden yıldan itibaren her yıl TUİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artırılmak suretiyle, davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, temyize ilişkin dilekçesinde, tarafların iki ayrı dairenin alt katında ikamet ettiklerini, erkeğin annesinin ise üst katta ikamet ettiğini, ortak konutta annesinin yaşadığı bölüm ile tarafların yaşadığı bölümün merdiven bağlantısının kapatılarak taşınmazlar arasındaki bağlantının tamamen kesilmiş şekilde ve iki taşınmazın giriş kapısının ayrı olduğunu, taşınmazlar arasındaki bağlantının hem manevî hem maddî olarak kesildiğini, iki konut arasındaki bütün bağlantı kesilmiş iken istinaf kararındaki değerlendirmenin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürmüş ve kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 353 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.