Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9593 E. 2023/111 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarının devam ettiği sırada davacı erkeğin ölmesi üzerine, sağ kalan eşin açtığı karşı boşanma davasından feragat etmesine rağmen mahkemece erkeğin kusurlu olduğuna dair hüküm kurulup kurulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Sağ kalan eşin karşı boşanma davasından feragat etmesiyle, davalı erkeğin önceki kusurlarının affedildiği ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusursuz hale geldiği kabul edilerek, feragatin kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurduğu gözetilerek, mahkemenin kusur incelemesi yapıp erkeği kusurlu bulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/365 E., 2022/1091 K.

DAVA TARİHİ : 12.03.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/202 E., 2021/912 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taraflar arasındaki evliliğin erkeğin ölümü ile sona ermesi nedeniyle konusuz kalan her iki boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek mirasçısı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek mirasçısı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 2004 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, erkek tarafından açılan boşanma davasının Kadıköy 1. Aile Mahkemesi'nin 2004/130 Esas sayılı dosyasında reddine karar verildiğini, kararın 14.07.2006 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra tarafların bir araya gelmediklerini, kadının oğlu Hakkı Ö. ile birlikte müvekkilinin ortağı olduğu şirkete ait taşınmazları sahte imza ile sattığı ve haklarında Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve dava sonucunda Hakkı Ö.’nün cezalandırıldığını, kadının oğluna verdiği vekâletname ile de erkeğin kadının adına yaptığı taşınmazları da sattığını, erkeğe vasi atanması için Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, oturduğu taşınmazdan herhangi bir kira alınmayıp giderleri karşıladığını, adına birçok taşınmaz olan kadının yaşanan olaylarda kusurlu olduğunu tarafların 14.07.2006 tarihinden bu yana fiilen bir araya gelmediğini beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacı kadına vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların yerinde olmadığını asıl davanın reddine karar verilmesini, tarafların 2006 tarihinden bu yana ayrı yaşadıkları, davacı ...'nun eşine ve oğluna boşanma davasında tanıklık yapması nedeniyle kin duyduğunu, davacı ...'nun sistemli olarak üzerinde bulunan gayrimenkullerinin çoğunu kızı Bilge'nin üzerine geçirdiğini, tarafların müşterek kızı Bilge'nin senelerce annesinin babasından ayrılması için baskı uyguladığını ve işbu davanın açıldığını beyanla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili 05.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; karşı boşanma davasındaki boşanma taleplerinden vazgeçtiklerini, tazminat talebinin arttırılarak lehine 1.000.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 10.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir.

3. Davalı-karşı davacı kadın vekili 15.01.2020 tarihli celse boşanmaya ilişkin karşı davalarından feragat ettiğini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrasına dayandırılan boşanma davaları olduğu, kadın tarafından karşı davadan 15.01.2020 tarihinde feragat edildiği, davacı ...’nun 03.08.2021 tarihinde öldüğü, ölen erkeğin mirasçısı olan Bilge Ö.’nün kusur yönünden davaya devam etme talebi olduğundan, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince yargılamaya devam edildiği, davacı asilin ölümü öncesinde kusur belirlemesine yönelik tüm delillerin toplandığı, Kadıköy 1. Aile Mahkemesine ait 14.09.2005 tarih ve 2004/130 Esas 2005/782 Karar sayılı dosyanın incelenmesinde davacının ..., davalının ..., konusunun boşanma olduğu ve yapılan yargılama neticesinde davacı erkeğin agresif yapıya sahip olması nedeni ile taraflar arasında tartışmalar yaşandığı, davacı erkeğin kendisine yeni bir hayat kurma isteğinde olduğu keza başka kadınlarla eşini aldattığı, davalının kusuru ispatlanamadığı gerekçesi davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz incelemesi neticesinde onanması suretiyle 14.07.2006 tarihinde kesinleştiği, tarafların boşanma davası sonrasında bir araya gelmediklerinin tanık beyanları ile sabit olduğu, red ile sonuçlanan boşanma davası öncesi ve sonrasında kadına atfı kabil kusur bulunmadığı, kusurlu eşin yargılama sürecinde ölen erkek olduğu, kadın her ne kadar davadan feragat etmiş ise de ölüm ile evlilik birliği sonlandığından dava ve karşı dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadının olayların oluşumu ve gelişiminde kusurunun bulunmadığına, kusurlu olan taraf erkek olup asıl dava yönünden yargılama giderleri üzerine tahmiline, her ne kadar evlilik birliği ölümle sonuçlanmış ise de öncesinde feragat beyanı dışa yansıdığından karşı dava yönünden yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek mirasçısı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek mirasçısı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının davasından feragat etmiş olmasına ve yerel mahkeme bu konuyu kararına geçirmesine rağmen kusur araştırması yaptığını usul, yasa ve dosya içeriğine aykırı olarak oluşturulan kararının kaldırılarak, davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince açılmış olduğundan ve tarafların bir araya gelmediği kadın ve kadın tanığı tarafından da kabul edilmiş olduğundan tarafların boşanmalarına, davacı tarafın daha fazla kusurlu olduğuna ilişkin kararın kaldırılarak kadının kusurlu olduğuna, kadın vekili adına bağlanan vekâlet ücretinin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin, taraflar arasındaki evliliğin erkeğin ölümü ile sona ermesi nedeniyle konusuz kalan her iki boşanma davası hakkında yazılı şekilde hüküm tesisine karar verilmesinde usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik bulunmadığı, erkek tarafından öncesinde açılan ve tam kusurlu bulunması nedeniyle red kararı kesinleşen dava dosyasında kadına atfı kabil herhangi bir kusurun gerçekleştiğinin ispat edilmediği, fiili ayrılık süresinde de öne sürülen vakıalar nedeniyle kadına kusur yüklenmesini gerektirecek maddî olgu ve olayların mirasçı tarafından sunulan delillerle ispat edilmediğinden yaşanan olaylarda erkeğin kusurlu kabul edilmesi sonucu sağ kalan eş kadının kusurlu olmadığının tespiti yerinde ve isabetli olduğu, kadın, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açtığı karşı davadan İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden önce feragat ettiği, davadan feragatin davanın fer'îlerini yargılama gideri ve vekâlet ücretini kapsadığı, asıl davanın dayanağı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne dayalı olup fiili ayrılık nedeniyle boşanma koşulları gerçekleştiği, talepte haklılık koşuluna göre kadın lehine asıl davada yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetli görülmediği gerekçesiyle mirasçının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülerek, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile asıl davada kadın lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti hükümlerinin kaldırılarak erkeğin açtığı asıl davada yapılan yargılama giderleri kadın üzerinde bırakılmış, erkek mirasçısı lehine vekâlet ücretine hükmedilmiş, erkek mirasçısının diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek mirasçısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek mirasçısı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla kararı kusur belirlemesi, asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmaya hükmedilmemesi yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı-karşı davalı erkeğin açtığı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin erkeğin ölümü ile sona erip ermediği, davalı-karşı davacı kadının davasından feragat etmesine rağmen gerekçede erkeğin kusurlu kabul edilmesinin ve kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin doğru olup olmadığı, 4721 sayılı Kanun’un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sağ kalan kadın eşin kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 307 ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek mirasçısı vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı-karşı davalı erkeğin yargılama aşamasında 03.08.2021 tarihinde öldüğü, davalı-karşı davacı kadının açtığı karşı boşanma davasından, erkeğin ölümünden önce 15.01.2020 tarihinde feragat ettiği, feragat nedeniyle erkeğin önceye dayalı kusurlarının kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin de kusursuz hale geldiği, feragat beyanının yapıldığı anda kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı anlaşılmakla kadın tarafından erkek aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kusur incelemesi yapılarak müteveffa erkeğin kusurlu olduğu ve evliliğin ölümle sona erdiği belirtilerek karşı dava hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının karşı davasında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı ile müteveffa erkeğin kusurlu olduğunun tespiti yönünden davacı-davalı erkek mirasçısı yararına BOZULMASINA,

2. Davacı-karşı davalı erkek mirasçısı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.