Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9598 E. 2023/206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, kadın eşin güven sarsıcı davranışlarının ispatlanamadığı gerekçesiyle kusurlu bulunmamasının hatalı olduğu, tanık beyanlarından kadının eve geç gelmesi ve eşini aşağılaması suretiyle de kusurlu davranışlarda bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda tarafların eşit kusurlu oldukları gözetilerek, kadın lehine hükmedilen tazminat yönünden ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1612 E., 2022/1128 K.

DAVA TARİHİ : 31.01.2019- 19.03.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/66 E., 2021/305 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkek eşin her tartışma sonrası kadını evden kovduğunu, kadının maaşını aldığını, başka kadınlarla ilişkiye girerek eşine ve ortak çocuğa verem bulaştırdığını, ortak çocuğa şiddet uyguladığını, sürekli alkol kullandığını, parasını alkole harcadığını, uyuşturucu kullandığını düşündürecek davranışları olduğunu, erkeğin cevap dilekçesinde kadın ile ilişkisi olduğu iddia edilen kişinin kadının ablasının arkadaşı olduğunu ve telefon görüşmelerinin de abla tarafından yapıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili karşı dava ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadın eşin önceleri akşamları bir erkekle gizli görüşmeler yaptığını, erkek tepki gösterince de telefon kartını kırdığını, eşiyle tartışıp ablasına gittiğini, iş çıkışı ablasında olduğunu söyleyip eve geç geldiğini, ev işleri ile ilgilenmediğini, eşini aşağıladığını, en son 14.12.2018 günü dişlerini yaptırmak için İstanbul'a gittiğini ancak tedavinin sonunda dönmediğini ve sebebini sorunca Mehmet isimli bir kişi ile birlikte olduğunu söylediğini iddia ederek; karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk için nafakaya ve erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alkol kullanan, eşini ortak konutta istemeyen, güven sarsıcı davranışları olan ve ortak çocuğa bağıran erkek eşin ağır; eşine "şizofren" diyen ve ev işlerini yapmayan kadının az kusurlu olduğu; kadının sadakatsizliğinin dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamadığı; annenin velâyet motivasyonunun yüksek olduğu, çocuğa karşı olan sorumluluklarını yerine getirebildiği ve sosyal inceleme raporunda çocuğun anne yanında mutlu olduğunun belirtildiği, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun yüksek yararına olduğu ve az kusurlu eş lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile; her iki tarafın davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının babadan alınarak çocuğa velâyeten anneye verilmesine, kadın için ara karar ile hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, erkek eş lehine talep edilen tazminatlar hakkında hüküm kurulmadığından bahisle, hükmün tamamlanması talebinde bulunmuş; İlk Derece Mahkemesinin 09.07.2021 tarihli ve 2019/66 Esas, 2021/305 Karar sayılı ek kararı ile davalı-davacı erkek vekilinin talebi kabul edilerek erkeğin tazminat taleplerinin reddine dair hüküm kurulmuştur.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin kusursuz, kadının da tam kusurlu olduğunu, dilekçelerindeki iddialarını ispatladıklarını belirterek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve velâyet yönünden istinafa başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanma ve ferilerine dair kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kusur belirlemesi, kadın eş lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve velâyet yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık karşılıklı boşanma davasında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, Mahkeme tarafından kadına kusur olarak yüklenen ve kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesinleşen davranışlar yanında kadın eşe kusur olarak yüklenebilecek bir davranışın bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın eş lehine tazminatlara ve tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve bunların miktarının yerinde olup olmadığı, velâyetin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olacağı ve çocuk lehine nafakalara hükmedilmesinin ve miktarının usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut olayda; alkol kullanan, eşini ortak konutta istemeyen, güven sarsıcı davranışları olan ve ortak çocuğa bağıran erkeğin ağır ve eşine "şizofren" diyen ve ev işlerini yapmayan kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Davalı-davacı erkek dilekçelerinde eşinin güven sarsıcı davranışları olduğuna vakıa olarak dayanmıştır. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde kadının sadakatsizliğinin dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamadığı belirtilmiştir. Mahkemece, davacı-davalı kadın eşin telefon görüşme kayıtları getirilmiştir. Kadın, gece saatlerinde görüşülen Mehmet isimli kişinin ablasının arkadaşı olduğunu ve görüşmeleri ablasının yaptığını beyan etmiştir. Tanık beyanlarına göre, kendine ait ayrı bir hattı olan ve kadın ile birlikte yaşamayan ablanın kadının telefonunu kullanarak görüşmeler yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu itibarla, ispatlanamadığından bahisle, kadına güven sarsıcı davrandığı kusurunun yüklenmemesi yerinde olmamıştır. Öte yandan, tanık beyanlarından kadının eve geç saatlerde gelmek suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği ve eşini aşağıladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre; alkol kullanan, eşini ortak konutta istemeyen, güven sarsıcı davranışları olan ve ortak çocuğa bağıran erkek ile eşine "şizofren" diyen, onu aşağılayan, ev işlerini yapmayan, güven sarsıcı davranan ve eve geç gelerek birlik görevlerini ihmal eden kadın eşit kusurludur. Bu itibarla, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.

3-Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesine göre, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre az kusurlu olması gerekir. Mahkemece erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden BOZULMASINA,

2. Davalı-davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.